Ana içeriğe atla

Sulak Alanlar Neden Önemlidir? RAMSAR Sözleşmesi nedir ? Kriterleri nelerdir ?

Sulak Alanlar Neden Önemlidir ?
  • Taban suyunu dengeler. 
  • Taşkınları ve selleri önler.
  • Bulunduğu bölgenin su rejimini düzenler.
  • İklim elemanları üzerinde olumlu etkiler yapar.
  • Tortu ve zehirli maddelerden suyu temizler.
  • Bitki ve hayvan vejetasyonlarına ev sahipliği yapar.
  • Balıkçılık, turizm, tarım ve hayvancılık olanaklarıyla bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlar.
  • ÖR= Sultan Sazlığı , Eğirdir Gölü, Küçük Menderes, Van Gölü, Ulubat Gölü

Peki sulak alanlar önemli ama bu önemli olduğuyla kalmıyordur herhalde...Gelin size Ramsar Sözleşmesi hakkında bilgi verelim .


RAMSAR Sözleşmesi nedir ?

İran'ın Ramsar kentinde 1971 yılında imzalanan ve sulak alanların korunmasını ve akılcı kullanımını hedefleyen bir sözleşmedir. Türkiye bu sözleşmeye 1994 yılında imza atmıştır.

Sulak alanlar ; doğal veya yapay, devamlı veya geçici, sürekli veya mevsimsel, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde 6 metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sulak, bataklık, sazlık ve turbiyerler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan su altında kalan yerler olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye'de Ramsar Sözleşmesi kapsamında, 1994 yılında Sultansazlığı, Manyas Gölü, Seyfe Gölü Göksu Deltası, Burdur Gölü, 1998 yılında Kızılırmak Deltası , Uluabat Gölü, Gediz Deltası, Akyatan Lagünü, 2005 yılında Yumurtalık Lagünleri, Meke Maarı, 2006 yılında Konya'da Kızören Obruğu ve 2009 yılında Kuyucuk Gölü olmak üzere 13 sulak alan ( toplam 179.898 hektar alan ) Ramsar Alanı ilan edilmiştir. Bu alanlara ek olarak 2013 yılı itibariyle Nemrut Kalderası 14. Ramsar olarak listeye ekletilecektir.


RAMSAR KRİTERLERİ

  1. Bir sulak alan eşine az rastlanır veya sıra dışı biyo-coğrafi bölgedeki sulak alanlara dair özgül bir örnek oluşturuyorsa; (nadirlik,tipiklik)
  2. Bir sulak alan kayda değer miktarda nadir, tehlikeye düşebilir veya tehlike altındaki bitki ve hayvan türlerini destekliyorsa veya bu türlerin bir veya daha fazla bireylerini (kayda değer sayıda) içeriyorsa ;
  3. Bir sulak alan flora ve faunanın özellikleri ile kalitesinden dolayı bir bölgenin ekolojik ve genetik çeşitliliğini sürdürebilmek için özel bir değere sahipse veya; Bir sulak alan, endemik bitki veya hayvan türleri veya toplulukları açısından özel bir değere sahipse veya; Bir sulak alanın değerlerini, verimliliğini veya çeşitliliğini gösterecek özellikteki su kuşu gruplarından önemli sayıda su kuşunu düzenli olarak destekliyorsa uluslararası sulak alan olarak nitelendirilir.
  4. Bir sulak alan, bitki veya hayvanların biyolojik döngülerinin kritik safhalarında bu bitki ve hayvan türlerine habitat olması açısından özel bir öneme sahipse uluslararası sulak alan olarak nitelendirilebilirler.
  5. 20.000 su kuşunu düzenli olarak destekliyorsa uluslararası sulak alan olarak nitelendirilebilir.
  6. Popülasyonlar hakkında veri edinmenin mümkün olduğu yerde bir sulak alan, su kuşlarının bir tür ya da alt türlerinin popülasyonundaki bireylerin %1'ini düzenli olarak destekliyorsa uluslararası sulak alan nitelendirilir.
  7. Önemli bir oranda doğal balık alt türlerini, veya ailelerini,yaşam evrelerini, sulak alanın yararları ve/veya değeri, dolayısıyla küresel biyolojik çeşitliliğine işaret eden türler arası ilişkileri ve/veya popülasyonları barındırıyorsa uluslararası sulak alan olarak nitelendirilir.
  8. Sulak alanın içinde veya buna bağlı başka bir yerde, balıklar için önemli bir besin kaynağına sahipse, yumurtlama ortamı ise veya yavru balıkların beslenme ve barınma ortamı ve/veya balıkların göç yolu üzerinde bulunuyorsa uluslararası öneme sahip sulak alan olarak nitelendirilir.
  9. Sulak alan, su kuşları dışında sulak alana bağlı tür veya alt türlerin dünya popülasyonunun %1'ini düzenli olarak bulunduruyorsa uluslararası sulak alan olarak nitelendirilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çim Alanlar, İşlevleri, Kalite ölçütleri,Türleri , yetişme ortamı istekleri nelerdir ?

ÇİM ALANLAR İşlevleri :  Trafikte güvenliği sürüş sağlar.                               Erozyon önleyicidir. Suyu temizleyici özelliği vardır. Ruh sağlığına yardımcı olur. Gürültüyü azaltır. Isı adası etkisini azaltır. Sporcuların sakatlanmasını önler. Yağmur suyu yönetimine yardımcı olur. Mekanlara değer katar. Yangına karşı direnç gösterebilir. Mimari işlevleri vardır. Çim bitkilerinde dallanma tipleri =  Yumak Yaşam Formu= Kirpi gibi bir form ortaya çıkar. Koyun Yumağı (Festuca ovina), Kırmızı Yumak(Festuca rubra) ve Çok Yıllık Çim(Lolium perenne)'de görülür. Stolonlu Yaşam Formu= Toprak üstünde dallanan/yayılan gövdedir. Köpekdişi (Cynodon dactylon) ve Mandaotu (Buchloe dactyloides) örnek verilebilir. Rizomlu Yaşam Formu= Toprak altında dallanan/yayılan gövdedir. Köpekdişi (Cynodon dactylon) ve Çayır Salkımotu (Poa pratensis) örnek verilebilir. Dipçe 1: Uçlarını keserek başka bir yere atınca rizom ve stolonlu olanlar vejetatif üretilebilirler. D

İklim Değişikliğinin Doğa ve Çevreye Etkileri

Kültürel karakteristiklerin doğal süreçleri etkilemesi sonucu oluşan iklim değişikliği global ölçekte bir olaydır. Yeryüzünün doğal döngüsüyle etki ederek doğal sistemin bozulmasına neden olur. Bu bağlamda sera etkisine neden olan karbondioksitin artmasına, depremlere, su kıtlığının artması, ekolojik yaşamın etkilenmesi gibi olumsuzluklar ortaya çıkarmıştır. Sonucunda ise iç savaşların başlamasına, göçlerin olmasına, insan metabolizmasını etkileyen hastalıkların ortaya çıkmasına ve doğal kaynakların tükenmesine sebep olmaktadır. Yazar: Ömer Faruk ALAYLI

Yağmur Suyu Yönetimi / Hasatı (Rainwater management)

Yağmur Suyu Yönetimi / Hasadı Kentsel alanlarda yağmur sularını drene etmek için kullanılan geleneksel yağmur suyu toplama sistemleri, yağmur sularını hızlı bir şekilde ayrık veya birleşik kanalizasyon sistemi ile ortamdan uzaklaştırmaktadır. Bu durumla birlikte, yağmur sularının toprağa sızması beklenmeden taşınması sonucunda; yeraltı su kaynaklarının yeteri kadar beslememesi, kentsel alanlarda yağmur sularıyla taşınan yabancı maddelerle yağmur sularının deşarj olduğu kalıcı suların kirlenmesi ve aşırı yağışlarda geleneksel yağmur suyu toplama sistemlerinin yetersiz kalmasıyla birlikte sel, taşkın ve erozyon sorunlarının ortaya çıkması kaçınılmazdır. Karşılaşılan bu sorunların en aza indirilmesi amacıyla, kentsel alanlarda yağmur sularının sürdürülebilir olarak yönetimi gündeme gelmiştir. Kentsel alanların hidrolojik fonksiyonlarının korunması, yağmur sularının bekletilerek yeraltı sularına karışmasının sağlanması ve yağmur suyu toplamada yapısal çözümler yerine ekolojik çözümler