Toptanize Icon

10 Ağustos 2017 Perşembe

Çocuklarınıza Asla Bunları Söylemeyin !

Çocuklarınıza Bunları Asla Söylemeyin !



"İşe Yaramaz","Keçi Gibi İnatçı","Sakar","Şımarık": Büyüme çağındaki çocuklara olumsuz sıfatlar kullanmamak gerekiyor. Bu şekilde büyütülen çocukların davranışları da aynı yöne doğru eğilim gösterebiliyor. Çünkü ebeveynler farkında olmasa da bu sıfatları zamanla çocuk kendi kendine kabul ediyor ve psikolojik olarak bir eziklik olarak algılıyor.

"Baban eve gelsin bütün olanları anlatacağım" : Disiplin çocuklar için en gerekli özelliklerdendir. Ancak, çocuğu anne ya da baba ile tehdit etmek, psikolojik sorunlara neden olabilir. Bu nedenle çocuklara disiplini öğretirken kişiler arası iletişimi engelleyecek cümleler kullanılmamalıdır.

"Beni üzersen, hasta olurum": Günlük yaşamda çocuklara bu tarz cümleler kullanılmamalıdır. Çünkü, hasta olduğunuz zaman "annem benim yüzümden hasta oldu" düşüncesi çocukta suçluluk duygusuna sebep olacaktır. Sonuçta psikologlarla çözülebilecek bir durumla karşı karşıya kalınabilir.

"Seni bırakıp giderim" : Ebeveynlerin, çocuğu en ufak bir hatasından caydırmak için "seni bırakıp giderim" gibi tehditleri savurması olumsuz sonuçlar yaratabilir. Bu şekilde konuşmak çocukta anksiyete bozukluğuna sebep oluyor. Ayrılık korkusuyla yaşayan çocuk, ebeveyne bağımlı hale gelir, kendi yatağında uyumak istemez, okula gitmemek için değişik fiziksel olarak olumsuz durumlara başvurduğu gözleniyor.

"Büyüklerine asla karşı gelme" : Küçüklüğümüzün vazgeçilmez "Büyüklerine karşı gelme" sözü her ne kadar büyüklerimize saygılı olmamız gerektiği bizlere aşılayan bir davranış tarzı olsa da, çocuğun da haklarının olduğunu hatırlamakta yarar var. Çocuğu ebeveynden ayrı, kişisel özellikleri, kişisel düşünceleri, kişisel dünyaya bakış açısı olan bir kişilik olarak kabul etmek ve bu yönde desteklemek, yetiştirmek gerekiyor. Bu bağlamda  "Saygı karşılıklı olmalıdır." düşüncesini empoze etmek daha doğru bir davranış olur.

" Çok meşgulüm, seninle ilgilenemem." : Bu cümle çocuklarda sevilmediğini ve kendisinin sizin nezdinizde kıymet  verilmediğini hissettirebilir. Bunun yerine, " Ben de seninle ilgilenmek istiyorum fakat şu anda biraz işim var, biter bitmez hemen seninle ilgileneceğim." demek daha doğru bir ifade şekli olur.

"Niçin onun evladı gibi değilsin": Çocuğun öz güvenini kıracak bu tarz cümleler, hırslarının peşinde koşup ona kurban olan bir birey olarak büyümesine neden olabilir. Bu düşüncenin tam tersi, "Benim çocuğum her şeyi başarabilir." de yanlış bir ifade şeklidir.. Çocuğun  her zaman her şeyi yapmasının mümkün olmadığını fark etmelidir. Çocuğa çaba göstermeyi, sabrı ve azmi öğretmek daha isabetli bir karar olacaktır.

"Sen çok iyi bir çocuksun": İyi niyetle söylenen bu söz, çocuğa gereğinden fazla sorumluluğu olduğunu hissettirebilir. "Hiç kimsenin kusursuz değildir, herkes yanlış yapabilir." kanısının unutulmaması gerekiyor. Bu durumda, yanlış bir davranışından sonra çocukla konuşup doğru olan davranışın ne olduğunun öğretilmesi daha yararlı olacaktır.

"Dur sen tek başına yapamazsın. Yardım edeyim !": Bir çocuktan bir şeyi tam teşekkürlü yapması beklenemez elbette... Kendi başına bir şey yaparken hata yapmasına müsaade edilmeli ve ona yardım etmemek önemlidir. Her defasında çocuğun yardımına koşmak, onun da her seferinde başkalarının yardımına ihtiyaç duymasına ve kendi becerilerini keşfedememesine yol açabilir.


Dipçe: Bunları söylüyoruz ama aynı zamanda çocuğun her isteğini de yerine getirmeyin. Ağlıyor diye verdim gibi bahaneler ileri de çocuğa ağlamak her şeyin anahtarı dürtüsünü kazandırır. O yüzden bazı şeyleri her istediği zaman elde edemeyeceğini bilmesi bir çocuğun ilerideki zamanlarda tutarlı, tutumlu, tasarruflu, mantıklı düşünebilme yeteneklerini kazanmasına yardımcı olur. 

Etiketler: , , , , , , , ,

8 Ağustos 2017 Salı

Metabolizmayı Hızlandıran Şeyler | ZAYIFLAMA GARANTİLİ

Arkadaşlar merhaba, bu yazımızda da günümüzun sağlık problemlerinden olan metabolizmanın yavaş çalışması üzerine ele aldığımız konu üzerine bişeyler aktaracağız. Kışın fazla oranla görülen bu rahatsızlık, havaların ısınması ve insanın su tüketiminin artmasıyla normale dönmektedir. Bizde bugün yavaş olan metabolizmayı hızlandırma ve hızlandırma yolları üzerine notlarımızı aldık.

Kilo problemi olanların sıklıkla rahatsız olduğu bir problemdir. metabolizmanın hızı sanılandan çok daha büyük rol oynamaktadır ve kilo sorunları yaşanırken bu noktaya çok önem verilmelidir.

Metabolizmanın Kilo Problemleri Üzerindeki Etkisi

kilo sorunlarının tamamında, başka bir sağlık sorunu olmadığı takdirde metabolizmanya odaklanmak gereklidir. fazla kilolarından şikayetçi olan kişilerin metabolizmaları yavaş çalışmaktadır. bu nedenle, alınan kaloriler gerektiği hızla yakılmadığı için yağ olarak depolanmaktadır. kilo almakta sorun yaşayan kişilerde ise aksine metabolizma çok hızlı çalışmaktadır.

Alınan kaloriler hemen yakıldığı için kilo almak mümkün olmamaktadır. metabolizmaya bağlı yaşanan bu sorunlar doğru bir yol izlenerek çözülebilir. metabolizmayı hızlandırmak da, yavaşlatmak da mümkündür.


Metabolizmamızı Nasıl Hızlandırabiliriz? 


beslenmede bazı noktalara çok dikkat edilmelidir. bu sayede, metabolizmanın istenilen düzeyde çalışması sağlanabilir. öğünler zamanında ve yeterli miktarda, dengeli biçimde tüketilmelidir. kesinlikle öğün atlaması yapılmamalıdır. özellikle kahvaltı öğününe önem verilmelidir. vücutta su kaybının olması metabolizmayı yavaşlatan bir durumdur.

Bunun önüne geçmek amacı ile günlük en az 3 litre su tüketmeye dikkat etmelidir. tüketilen gıdalarda baharatlar kullanılmalı, karabiber ve pul biber eksik edilmemelidir. bu baharatlar metabolizmayı ciddi oranda hızlandırır. egzersizler hayatın bir parçası haline getirilmelidir.

Her öğünden sonra imkan varsa kısa yürüyüşler yapılmalıdır. yoğurt tüketimi sık olmalıdır. türk kahvesi veya şekersiz kahve her gün tüketilmelidir. kış aylarında soğuk havaların yavaşlattığı metabolizmayı hızlandırmak için egzersizler yoğun bir hale getirilmelidir. uyku düzeni de bu konuda önemli bir yer tutmaktadır.

Gece geç yatmak ve geç uyanmak da metabolizmanın hızını dengesizleştirir. vücudun salgıladığı bazı hormonların salgılanma dengesi gündüz ve gece döngüsüne göre ayarlanmaktadır. uyku düzeninde dengesizliklerin olması bu hormonların salgılanması sürecinde dengesizliklere yol açar.

Bu hormon dengesizlikleri metabolizmayı doğrudan olumsuz etkiler. bu nedenle, mutlaka gece uykusu uyunmalı ve imkan varsa tamamen karanlık bir odada uyumak tercih edilmelidir. günümüz şartlarında gıdaların sağlıksız yapılanmalara sahip olduğunu belirterek özellikle de mevsiminde taze olan meyve ve sebzelerin tercih edilmesinden yana olmaktayız.

Yeme işlemini güneş ile başlayıp güneş ile son bulduğunda da çok daha sağlıklı bulgularla karşılaşılabilir. şimdi sizlere metabolizma hızlandırma yöntemleri hakkında bilgi vererek sizlere yardımcı olabiliriz. unutmayın işin başı her zaman için bol su tüketmekten geçmektedir.

Bunu tamamladıktan sonra öğün sayılarınızı çoğaltarak metabolizmanıza yardımcı olabilirsiniz. yani az ama öz yemek yiyerek kendinizi ödüllendirmeniz bile sizlere ayrı bir keyif verebilir. devamında ise asla ama asla sporu ihmal etmemeli ve düzenli olarak spor programları oluşturmalısınız. aksi takdirde vücudunuz hareket sergilemeyeceğinden ötürü de yağ yakmak yerine yağları vücudunuza hapsetmiş olabilirsiniz.

Kısacası düzenli olarak beslenmek ve aç kalmamak için elinizden gelenini yapmalısınız. özellikle beslenme sorunları yaşayanlar için ise tavsiyemiz vervella gıda takviyesinden yana olacaktır. vücudunuz için gerekli olan tüm besinleri sağlayacağından ötürü aynı zamanda metabolizmanızın da çalışmasına yardımcı olabilecektir. her kesimden insanın merak ettiği ve özellikle de kafa yorduğu konuların başında gelmektedir.

Metabolizma vücudumuzdaki besinlerin hareket enerjisi ile yakma işlemine denilmektedir. yani oturur halde iken bile vücut organlarımızın çalışması sağlanarak vücudun harcadığı enerji miktarı olarak da bilinebilir. kulağımıza her zaman için yakın gelen cümlelerden bir tanesi ise kişilerin az yemek yediklerinde dahi kilo aldıkları sorunudur.

Kişinin metabolizması çalışmıyor ise hareket enerjisi dahi işe yaramayacağından ötürü alınan besinler vücutta yağ olarak kalmaktadır. ilk olarak bu sorunun neden kaynaklandığını anlayabilmek için doktorunuza danışarak metabolizma ölçümlerinizin yapılıyor olması gerekir. herkesin bünyesi farklılık göstereceğinden ötürü kimilerinde kilo verme durumu daha hızlı gerçekleşebilir. şimdi sizlere metabolizma nasıl hızlandırılır? ile alakalı olarak birkaç cümle ile açıklık getirebiliriz. şimdi kişinin yaşı ile alakalı olarak bir de hareket endekslerini de hesaba kattığımız zaman bir de günlük olarak almış olduğu gıdalarında bilinmesi gerekmektedir. vücudun her daim olarak aç kalması bizlere pek fayda sağlamayacağı gibi bir de metabolizmamızın da yavaşlamasına neden olacaktır. genel olarak baktığımız zaman yapılan araştırmalara göre uzmanların vermiş olduğu bilgiler arasında vücudun sürekli olarak çalışmasını sağlayan kısa öğün araları ile beslenme çeşitleri yer almaktadır. yani ilk olarak bol miktarda su tüketiyor olmanız ve ara öğünleri asla aksatmıyor olmanız bile sizlere artı dönüş sağlayabilir.

Metabolizmanın Yavaşması Durumunda Ne Olur?


Birden fazla olumsuzluklar çerçevesinde bizleri bekleyen metabolizma durumlarında çalışmanın yavaşlaması hiç de iç açıcı değildir. yavaşlayan metabolizma ile birlikte vücuttaki yaşlanma artacağından ötürü bu artışın kanla birlikte damarlarda birikme yapması görülecektir. bu durum neticesinde de damar tıkanıklarından başlayarak ilerleyen zamanlarda da kalp krizlerine kadar yol açabilir. yani hem kilo alırken, hem de sağlığınızı tehlikeye atmış olacaksınız.

Bu durum yaş sınırlamasına takılmadan bir de cinsiyet ayrımı yapmadan her an için karşımıza çıkabilir. bundan dolayı metabolizma yavaşlaması olduğu durumlarda ilk olarak doktorunuza danışmanız bir de beslenmenize dikkat etmeniz önerilecektir. aksi takdirde bir diyabet hastalığına kapılma olasılıklarınızda yüksek olacaktır. hareketlerinizi kısıtlamadan günlük veya haftalık sporunuza başlamanız, hafif diyetlerle kendinizi frenlemeniz bile sizlere fayda sağlayacağı için kaliteli bir yaşam adına da önemli adımlar olacaktır.

Vücut fonksiyonlarımızı daha iyi kullanabilmek ve vücudumuz için gerekli olan vitamin ve mineralleri alabilmek için beslenmenin önemi büyüktür. özellikle de fazla kilolardan kurtulabilmenin en güzel yöntemi doğru zamanda doğru gıdaların tüketilmesiyle başlamaktadır. metabolizma hızlandırma yöntemleri. Herkese sağlıklı günler dilerim. Sevdiklerinizile uzun ömürler geçirmeniz dileğiyle...

Etiketler: , , , , , ,

7 Ağustos 2017 Pazartesi

Beyaz İncir'in Faydaları !

Beyaz İncir'in Faydaları


Beyaz incirin faydalarının arasında en başta, yüksek lifli içeriği ve sindirim problemlerine karşı iyileştirici etkisi vardır.Beyaz incir, içerdiği yüksek oranlardaki Protein, vitamin ve minerallerle hücrenin yenilenmesini sağlar.

İçeriğinde bulunan yüksek orandaki kalsiyum ve fosforla kemik ve diş sağlığını olumlu etkiler. 1 adet incir, günlük demir ihtiyacını karşılamak için yeterlidir. Yüksek lif içeriği sayesinde tokluk hissi verir. Magnezyum, kalsiyum ve K vitamini içeren incir, kemiklerin güçlenmesini sağlar.

İncir'in Diğer Kullanım Alanları

Akne:

Ezilmiş beyaz inciri sivilceli bölge üzerine sürüp 15-20 dakika beklettikten sonra ılık suyla temizleyin. İncir aynı zamanda yüzünüzü parlaklık verecektir.

Ağız Yaraları :

2-3 adet beyaz incir yaprağını çiğneyin. İncir yaprağı ağız yaralarını tedavi etmekle kalmayıp aynı zamanda ağızdaki kötü kokuları da yok edecektir.

Boğaz Ağrısı :

2 adet kurutulmuş inciri 2 kaşık balla birlikte sıcak suda karıştırıp çay gibi için .

Tansiyon :

İncir potasyum bakımından oldukça zengin bir meyvedir. Potasyum minerali tansiyonun(kan basıncı) dengelenmesine yardımcı olur.

Kabızlık :

Kabızlık yetersiz besin lifi ve vücudun ihtiyaç duyduğunda daha az miktarda sıvı tüketimi nedeniyle sertleşen dışkının bağırsaklardan geçmesinin zorlaşmasıyla oluşur. Beslenme alışkanlıkları kabızlığın başlıca nedenidir. Özellikle kurtulmuş incir bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı gıdalar arasında ilk sıralarda geliyor.

Diyabet :

Diyabetlik beslenme listeniz için uygun bir meyve arıyorsanız incir tam size göre olabilir. Besin lifi bakımından zengin incir gıdalardan alınan şekerin sindiriminin ve vücut tarafından emilimini tavaşlatır. Bu özelliği ile hem tip 2 diyabet hastalarına hem de tip 2 diyabet riski bulunan kişilere önerilen meyveler arasındadır.

Kemik Sağlığı :

Magnezyum kalsiyumun vücut tarafından işlenmesine yardımcı olurken K vitamini kalsiyumun kemikleri güçlendirmesini sağlar.

Antioksidan :

Kurutmuş incir antioksidan bakımından en zengin kuru meyvedir. Meyve kaynaklı antioksidanların özellikle göz sağlığını korumasında sebze kaynaklı antioksidanlara göre daha etkili olduğu bilinmektedir. 55 yaş üstü yetişkinler arasında yaygın olarak görülen bir göz hastalığı olan sarı nokta hastalğından korunmak için düzenli olarak kuru incir yiyebilirsiniz.

Kilo Verme :

Besin lifi bakımından zengin besinler sindirimi yavaşlatıp kan şekeri dalgalanmalarını önler. Bu sayede yeterli miktarda besin lifi alındığında tokluk hissi daha uzun sürer ve dolayısıyla gün içinde daha az yemekle daha uzun süre tok hissedebilirsiniz.

Kalp Sağlığı :İncir yapraklarının trigliseritleri (kanda bulunan yağ formu) düşürmesidir.

B vitaminleri :

Taze kurtulmuş incir B5 vitamini , folat ( B9 vitamini) B3 vitamini ( niasin) ve B6 vitamini içerir. Tüm bu B vitaminleri gıdalar yoluyla alınan karbonhidrat, protein ve yağların vücut tarafından işlenmesi sırasında kullanılır.

Meme Kanseri : 51.823 kadının katılımıyla yapılan bir araştırmaya göre menopoz sonrası dönemde daha çok meyve kaynaklı besin lifi tüketen kadınların meme kanserine yakalanma oranı tüketmeyenlere göre % 34 daha az. Lif bakımından zengin diğer meyveler arasında elma, hurma, incir, armut ve eriği sayabiliriz.

Kolestrol : İncirde bulunan pektin ( suda çözülen lif) sindirim sistemine girdiğinde fazla kolestrolü temizler ve vücuttan atılmasını kolaylaştırılır.

Besin Değerleri

İncir (100 g) 'da ;

Kalori (kcal) 74 - Toplam Yağ 0,3 g
Kolestrol 0 mg - Sodyum 1 mg
Potasyum 232 mg - Karbonhidrat 19 g
Diyet lifi 2,9 - Şeker 16 g
Protein 0,8 g - A Vitamini 142 IU - C Vitamini 2 mg
Kalsiyum 35 mg - Demir 0.4 mg - D Vitamini 0 IU - B6 Vitamini 0,1 mg
Magnezyum 17 mg

Fazla İncir Yemenin Bir Zararı Var mıdır ?

Fazla incir yemek ihtiyacınızdan fazla besin lifi almanıza ve dolayısıyla ishale yol açabilir. İncir yaprağı bazı kişilerde alerjiye neden olabilir. Kan şekerini kontrol altında tutmak için düzenli olarak ilaç kullanan olası yan etkiler hakkında doktordan bilgi almalıdır.

Etiketler: , , , , , , , , , , ,

6 Ağustos 2017 Pazar

Detoks Suyu Tarifi Kesin Çözüm 3 Ayda 45 Kilo Zayıflayın

Merhabalar, yaz ayları geldi geçiyor bile ama hala herkesin aklında bazı sorular var. Fazla kilolardan kurtulup zayiflama yöntemlerini aramalarıdır. Artık spor yapmadan da oturduğunuz yerden bazı yiyecek ve içecekler sayesinde belirli bir zamanda sizde zayıflayabilirsiniz. Bugünkü anlatacağım konu ise detoks üzerine. Günlerdir merak edilen sorunlardan birisi de bu konuydu.

Fazla kiloları yok etmek için detoks suyu ne zaman içilir, göbek eriten detoks suyu tarifi, detox suyu ile zayıflama, yağ yakıcı detoks suyu, detox içecekleri, detoks suyu kaç gün içilmeli, detoks suyu ne işe yarar gibi sorular geldi bizde bunları bir araya toplayan bir yazı yazıp herkesin sorularına çözüm bulmaya çalıştık.



Başlarda herkes için genelleşmiş olan ve kilo almanın en ciddi sebeplerinden biri, çok çok tatlı yemektir. vücuda, ihtiyacından fazla ve fena kalori yüklemek başta göbek olmak üzere basen ve kollarda yağlanmaya sebep olur.

Merak etmeyin yine size uygun bişeyler söyleyeceğiz. Lakin bundan böyle bu tatlı krizlerinden kurtulmak, günden güne zayıflamak için kullanabileceğiniz çok aşırı etkili ve evde yapabileceğiniz alkali su tarifimiz var!

Tabiki bunlar için bazı malzemelere ihtiyacımız olacak. Sadece 2 malzemeyle, rahatça hazırlanmakta olan detoks suyu tarifi hem tatlı isteğini kesiyor hem de çok çok büyük tuvalete çıkarak zayıflamanızı kolaylaştırıyor.

E peki ben bu detoks suyunu nerden bulabilirm diyebilirsiniz. ihtiyaç duyacağınız malzemeleri aktardan alabilirsiniz. çalışıyorsanız ve ya öğrenciyseniz, detoks suyunu bir şişeye doldurup yanınızda götürebilirsiniz.


Hızlı Yağ Yakıcı Detoks Suyu Nasıl Hazırlanır? 


En güzel yanlardan birisi de burası. O kadar rahat o kadar yapımı kolay ki bu zamana kadar uygulanan yöntemler arasında devrim olabilir. Önceden hazırladığımız malzemelerden suyu bir kabın içerisine koyup içine limon suyunu, çubuk tarçını ve elma sirkesini koyup 30 saniye kadar karıştırın.

Bunu yaptıktan sonra hemen bunun ardından dilimlenmiş elmamızı da karışımımızın içerisine ekleyip buzdolabına dinlenmesi için koyun. sirkenin yağ yakıcı özelliğinin ve tarçının da açlık hissini bastırması için kullanıldığını bilirsiniz. meyveyi isteğe bağlı şekilde da değiştirebilirsiniz. Orası artık sizin keyfinize kalmış. Canınınz ne isterse isterseniz çilek, mandalina portakalda ekleyebilirsiniz. bu karışım tam ihtiyacınızı karşılayacaktır. afiyet olsun.

Detoks içecekler ile toksinlerden arınma detoks içecekler bizim de sıklıklı tercih ettiğimiz yiyecekler arasındadır. genelde kilo eda amaçlı tüketildiği düşünülen bu tarz içeceklerin, en büyük etkisi vücuttan toksin maddeleri atmaya destekçi olmasıdır.

Detoks içeceğin daha iyi netice vermesi için tüketildiği vakit boyunca kafein içeren çay, kahve ve asitli içeceklerden irak durulmalıdır. bu tarz hazırlanmakta olan kürlerin ayda bir kere 1 hafta boyunca kullanılması uygundur.

Ama kesinlikle ve kesinlikle dikkat etmeniz gereken bazı noktalar vardır. Bu kurallara sizde uyun ve çevrenizde kullananları da uyarın. hamileler, emziren anneler, çocuklar, yaşlılar, diyabet hastaları, organ yetmezliği olanlar ve yüksek tansiyon hastaları detoks programlarını uygulamamalıdır. Aman dikkat diyoruz.

Detoks Suyunun Faydaları, Cilde Etkileri, Yan Etkileri Nelerdir? 


Detoks suyunun aslında pek bir zararı yoktur. Zaten bizim amacımız bizim sağlıklı bir vücuda ulaşmaktır. Ödem söktürücü, metabolizma hızlandırıcı ve kilo vermeyi kolaylaştıran besinlerle yapılan detoks suyundan aşağıdaki faydaları görebilirsiniz. vücudun daha çok aşırı kalori yakmasını sağlar. tatlı isteğini keserek kilo verdirir.

Bu sayede vücudunuzda ödem söktürerek karaciğeri rahatlatır. metabolizmayı hızlandırıp zayıflatır. selülitleri giderir. enerjik ve zinde olmayı sağlar. bağışıklık sistemini güçlendirir. böbrek ve idrar yollarını temizler. adet sancılarını azaltır.

Yağ Yakıcı Detoks Suyu Nasıl Hazırlanır?


evet geldik en merak edilen kısıma. Herşey iyi güzel de biz bu detoks suyunu nasıl hazırlayacağız. 2 litre suyun içerisine iki yemek kaşığı elma sirkesi, iki yemek kaşığı taze limon suyu ve iki adet tarçın çubuğu koyun. Gerçekten etikili bir yöntem olacak. Yağlara elveda edeceğiz yavaş yavaş. Ardından yarım porsiyon elmayı da dilimleyerek karışımınıza ekleyin. sirke, kuvvetli bir yağ yakıcı bulunduğu için düzenli şekilde bu karışımı denemeniz yağlarınızı yakmanızda destekleyici olacaktır. buzdolabında bir vakit beklettikten sonra içebilirsiniz.


Örnek Detoks Suyu Yapılışı: Salatalık ve Limon'dan oluşan detoks suyu en yaygınıdır.


  • taze olmasına dikkat edeceğiniz bir salatalık
  • bir veya iki adet taze limon 
  • bir veya iki adet taze portakal
  • bahçeden yeni korılmış taze nane 
  • son olarak bir veya iki litre de su


Aman dikkat edelim bu noktalara da. Nane yaprakları dış bütün malzemeleri dilimleyelim. daha sonra da su dolu bir sürahiye koyarak buzdolabında sabaha kadar bekletelim. ertesi gün yavaş yavaş tüketin. salatalık bedenin su tutmasını engelliyor, tokluk hissi veriyor ve bünyesinde bir aşırı vitamin var. limonda bulunan sitrik asit temizleyici bir etki yaratarak bütün sindirim sistemini temizler.

Kanıtlanmış bir veri olarak portakal bağışıklık sistemini güçlendirir, kolesterolü düşürür ve vücuttan toksinlerin atılmasını sağlar. nanenin sindirimi kolaylaştırıcı ayrıcalığı bulunmaktadır ve mideye de aşırı iyi gelir.

Örnek Detoks Suyu Yapılışı: Sirke ve Tarçın'dan oluşan detoks suyu.


  • bir veya iki adet taze elma 
  • marketten veya aktardan aldığınız iki yemek kaşığı elma sirkesi 
  • yine aynı şekilde iki yemek kaşığı limon suyu 
  • aktarda bulabileceğiniz tarçından da iki çubuk  
  • ve yine son olarak bir veya iki litre de su


Son olarak dikkat edeceğiniz noktalar arasında elmayı dilimleyerek Öbür malzemeleri ile yanında su dolu bir sürahiye koyalım. geceden buzdolabında bekleterek ertesi gün yavaş yavaş tüketelim.

Midesinde mesele olmayanlar sabah aç karnına da içerse aşırı daha hızlı sonuçlar alabilir. Ben aç karnına içiyorum ve çok daha fazla zayıflıyorum.

Elma sirkesi hem bağışıklık sistemini güçlendirir hem yoğun şekilde kuvvetli bir yağ yakıcıdır. bunun yanı dizi sindirim sistemine de iyi gelir ve metabolizmayı da hızlandırır. Süper bir vücuda sahip olmanın yolu bu kadar basit. Bİr sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle efendim :)

Etiketler: , , , , , , ,

Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir?

Günlük yaşantımız içerisinde vücudumuzda olan değişikliklerden veya kişisel olarak kırgınlık, ağrı gibi duyduğumuz hislerin elbette bir sebebi var. Bugün ilim arşivi takipçilerine özel olarak hazırladığımız demir eksikliğine ne iyi gelir konusu üzerinde duracağız.

Günümüz gereği beslendiğimiz yiyecekler içecekler ve bu gibi pek fazla zararlı besinlerin, yiyeceklerin yanında kolaya kaçıp, altı üstü karın doyurma değil mi diyerek tükettiğimiz besinlerin zararlarından bahsedeceğiz


Demir Eksikliğine Sebep Olan Besinler ve Durumlar?


Bu tip rahatsızlıklarda yani demir eksikliğinde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar hususlar vardır. Bunların ilki Demir eksikliği için bol demir açısından varlıklı yiyecekler ile beslenmemiz gerekiyor. Örneğin fazla miktarda olmasa bile vücudumuza yeterli kadar et, mercimek, yumurta sarısı, yeşillikler, balık, yeşil yapraklı sebzeler demir açısından zengin, tüketilmesi gereken besinlerin başında gelmekte. demir eksikliğinin sebepleri ise beslenmede yeterli şekilde demir açısından varlıklı besinlere yer verilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Demir eksikliğinin belirtileri arasında ciltde solukluk,halsizlik,aşırı ve çabuk yorulma,baş ağrısı,saç dökülmesi bunun gibi durumlar gözükür. kadınlarda demir eksikliği daha çok aşırı gözükmektedir,çünkü kadınlar demir minarel ihtiyaçları erkeklere göre daha fazladır.hele gebe hanımlarda demire olan ihtiyaç kat kat artmaktadır.demir eksikliği hamilelik zamanında yeterli alınabilmesi için hekim gözetiminde olması gerekmektedir.

Çocuklarda Demir Eksikliği Neden Olur?


Çocuklarda demir eksikliği ise zayıf hafıza,zeka düzeyinde gerilik,iştahsızlık,düşük kilo bu gibi sorunlara yol açabilir.bebeklere gelicek olursak , bebeklerde demir eksikliği annen sütünden sonra ek gıdaya geçtikten sonra yeteri kadar demir açısından varlıklı yiyecekler alınmamasından Ötürü ortaya çıkacak sorunlardan oluşur.demir muhteviyatlı yiyecekler ise yazımızın başında dediğimiz bu gibi et,pekmez,yumurta,ıspanak bu gibi besinlerdir. evimizdeki oldukça çok gıda demir eksikliğimizi karşılar aslında, evinizde bulunan oldukça çok gıdalardan düzenli şekilde tüketirseniz demir ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. mutfağınızda her süre bulunan demir eksikliğine iyi gelen yiyecekler, barbunya, ıspanak, taze fasulye, pekmez, kabak, kabak çekirdeği, bezelye, patates, çekirdeksiz kuru üzüm, kepekli ekmek, irmik, kuru erik, nohut, kuru fasulye, domates salçası ve börülce. domates püresi tüketerekte destek alabilirsiniz.

Demir için destek olan besinler sırf bunlarla sınırlı değildir tabiki. Ancak en ciddi ve en kolay bulabileceğiniz yiyecekler bulunduğu için bunlara yer verdik. demir eksikliği hafife alınmayacak bir rahatsızlıktır. kendinizde demir eksikliği belirtileri ayrım ettiğinizde, evvela bir doktora gidin ve sonrasında takviye gıdalarla destek alın. Her şeyde bulunduğu gibi, tüketilecek gıdalarda da ölçülü olmakta fayda var. bir önceki yazımız olan diş eti çekilmesine ne iyi gelir? başlıklı makalemizde diş eti çekilmesi, diş eti çekilmesi doğal çözüm ve diş eti çekilmesi tedavisi meselesinde bilgiler verilmektedir.


Demir Eksikliğine İyi Gelen Yiyecekler?


Demir içeriği yüksek yiyecekler bünyesinde et ve et ürünleri ilk sıralarda yer alıyor. a ve b grubu vitaminlerinden ve çinko, fosfor ve selenyum bu gibi minerallerden varlıklı bir besin ögesi olan et ve et ürünleri, demir içeriği yüksek olmakla yanında kolesterol içeriği de yüksek. bu nedenle dikkatli tüketmek gerektiğinin altını çizen beslenme ve diyet uzmanı çisem gündüz, haftada 2 gün al et, 2 gün beyaz et ve üç gün balık tüketimi öneriyor. bununla beraber etin birlikte c vitamini içeren bol limonlu yeşil salata tüketmek de demir emilimini artırıyor. Vitamin ve mineral deposu şekilde da adlandırılan yumurta, tıpkı sürede demir açısından da yoğun şekilde zengin. “anne sütünden sonra en kaliteli protein içeriğine sahip yumurta herkes anlamında düzenli şekilde günlük olarak tüketilmeli” diyen beslenme ve diyet uzmanı çisem gündüz, yumurtanın içerisindeki demir oranını arttırmak için, yumurtanın yanına c vitamininden varlıklı maydanoz, tere, mandalina bunun gibi yiyecekler eklenebileceğini belirtiyor.

Tıpkı sürede yemekle içilen çay demir emilimini engellediğinden, çayı günlük olarak sabahları yapmış olduğumuz kahvaltı sonrasına bırakmakta yarar var.

Etiketler: , , , , ,

Peyzajda değişim - 3 ( Edremit Körfezi'nin Kuzey Sahil Bölgeleri )

EDREMİT KÖRFEZİ’NİN KUZEY SAHİL BÖLGESİNDE PEYZAJ PATERNİ VE ARAZİ ÖRTÜSÜNÜN ZAMANSAL VE MEKANSAL DEĞİŞİMİ

            Arkadaşlar hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Bugün ki değinmek istediğim bir diğer “Peyzajdaki Değişim” adlı konumuz, başlıkta da  görmekte olduğunuz gibi Edremit’in kuzey kesimlerindeki peyzaj paterni (peyzaj modeli) ve arazideki zamansal ve mekânsal değişime olacaktır. Ancak bugün ki konu çok uzun olduğu için biraz fazla kısaltmak zorunda kaldım. Sıkıcı bir metin olmasını istemem. Eğer ilginizi çekerse kaynağı paylaşacağım. İyi farkındalıklar...

            Arazide yapılan peyzaj patern metrikleri, arazi kullanımı arazi örtüsüne bağlı habitatlarda kayıpların yaşandığını; aynı özellikteki habitatların arasındaki komşuluk ilişkisinin azaldığını göstermiştir. Edremit Körfezi kuzeyinde artan parçalanma ve izolasyon nedeniyle bazı türlerin yaşam ortamlarının tehlike altına girdiği ve habitat kalitesinin azaldığı şeklinde varsayım yapılabilir.

            Sonuçlar, çalışma alanının, son yıllarda dikkati çeken nüfus ve arazi örtüsü arasındaki karmaşık ilişkinin yaşandığı küresel problemin bir parçası olduğunu göstermektedir. Zeytinlik alanlardaki dönüşümün aynısı Edremit Körfezinin karşısındaki Midilli adasında da gözlemlenmektedir. Midilli adasında da turizm aktivitelerinin artması Olea europaea subsp. Europea (zeytin) dikili arazilerde kayıplara neden olmuştur.

            Çalışma alanında peyzaj göstergeleri, peyzajdaki parçalılığı ölçmede ve arazi kullanımı arazi örtüsünde gerçekleşen değişimin şiddetini göstermede başarılı olmuştur.

            Sonuç olarak söylemek gerekirse ,bölgede yol genişletme ve hızlı konut yapımı dahil olmak üzere hızlı kalkınmanın dramatik çevresel değişikliklere yol açtığını vurgulanmaktadır.

SONUÇ olarak ;

“ İnsanlar gelecek için planlar yaparken, hayat da onlar için plan yapar.”


“Siz doğaya ne kadar sahip çıkarsanız , O da size bir o kadar sahip çıkar.”



Etiketler: , , , , , , , , , , ,

5 Ağustos 2017 Cumartesi

Demir Eksikliği Nelere Yol Açar?

Merhaba dostlar bugün sağlık konusunda merak edilen ve üzerine sıkça yazı yazılan, son yıllarda fazlasıyla artan dikkatsiz beslenme ve dışardan kaynaklı sebepler gibi unsurlardan dolayı ortaya çıkan rahatsızlıklardan birisidir. Demir eksikliği hastalığı sonucunda insan vücudunda ne gibi problemler oluşur onları inceleyelim. Demir eksikliği, dünyada en sıkça rastlanan şekilde görülen beslenme eksikliğidir ve dünya sağlık örgütü verilerine göre 2 milyar insan demir eksikliğine bağlı anemi halk arasında bilindiği üzere yani kansızlık problemiyle karşı karşıyadır.

Demir eksikliği fakir ülkelerde daha çok görülmekle beraber refah seviyesi yüksek ülkelerde dahi ciddi bir sağlık problemleri arasında gözterilmketedir. Bunun sebebi de başta saydığım ve sayacak olduğum sebeplerdendir ve özellikle kadınları etkilemektedir. bu yazımızda demir eksikliği ve anemi yani kansızlığın neden ortaya çıktığı, belirtileri, ve tedavi edilmezse yol açabileceği hastalıklar meselesi için bilgi vereceğiz.



İlk şekilde demir eksikliği ile anemi arasındaki farkı anlatacağız. demir eksikliği, hatalı beslenme yahut bazı hastalıklar sebebi ile vücutta yeterince demir minerali bulunmaması durumudur. demir minerali vücudumuzda değişik görevler yapar lakin bu görevlerin en önemlisi kana al rengini verici hemoglobin maddesinin üretilmesidir.

İnsan vücudunda var olan hemoglobin molekülü demir atomu olmaksızın üretilemez ve hemoglobin yeterince üretilmezse al kan hücrelerinizin oksijen nakil kapasitesi azalır. bu bir duruma kansızlık yani anemi denir. bir başka deyişle anemi, demir eksikliğinin bir sonucu ve ilerlemiş halidir. öte yandan, anemi sırf demir eksikliğinden kaynaklanmaz. b12 vitamini eksikliği yahut değişik hastalıklar da anemiye yol açabilir. demir eksikliği yüzünden ortaya çıkan anemiye “demir eksikliği anemisi” diyoruz.

Vücuttaki Demir Oranı Azalırsa veya Biterse Ne Olur? 


Demir eksikliğiyle karşı karşıya kalabilecek riskli küme dışında çok fazla kan kaybına bağlı bazı durumlar da anemiye sebep olabilir; mine kanaması, peptik ülser, bağırsak kanseri, rahim kanseri uzun çağa aspirin kullanmak gibi. kanda oksijeni taşıyan hücrelerin adı “alyuvar”dır.

Bu hücreler vücutta düzenli şekilde kemik iliğinde üretilir. besinlerle aldığımız demirin, alyuvarların yapımı ve oksijen taşıması için önemlidir. besinlerle gelen demirin ihtiyaç fazlası, vücutta depolanır. lakin yeterli demir alınmaz ise bu depo tükenir ve alyuvar üretimi aksamaya başlar. demir al kan hücrelerindeki hemoglobinin yapısına girerek oksijen taşımaya destekçi olduğundan, demir eksikliğinde yeterli oksijen taşınamaz. bu halde enerji üretimi için oksijen ihtiyacı da aksar, kalp yorulur, şahıs kendini güçsüz hisseder.

Etiketler: , , , , ,

Peyzajdaki Değişim - 2 ( Tuz Gölü Analiz )

PEYZAJDAKİ DEĞİŞİM-2 ( Tuz Gölü Analiz )

Arkadaşlar hepinizi öncelikle saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Bugün ki konumuz Tuz Gölü’ndeki zamana bağlı gerçekleşen değişim olacak. Umarım faydalı olur. İyi farkındalıklar dilerim.

Eş zamanlı yer ve uydu analiz (LANDSAT-5) edilmiş ve Tuz Gölü’ndeki suyla kaplı alanlarda meydana gelen zamansal değişim analiz edilmiştir. Tuz gölü ve yakın çevresinde uzaktan algılama tekniğinin ilk kez uygulandığı bu çalışma, uydu platformları tarafından algılanan uydu görüntülerinin yorumlanması bakımından önemli bilgiler içermektedir. Bu çalışmanın temel hedeflerinden birisi, aynı gün ve saatlerde algılanan uzaktan algılama verilerinin incelenmesi aralarındaki korelasyonun belirlenmesidir.

Gerçekleştirilen zamansal analizler, Tuz Gölü’ndeki suyla kaplı alanlarda son 20 yılda çok ciddi şekilde azalmanın meydana geldiği göstermiştir. Bu nedenle, su kaynaklarının daha yönetimi amacıyla Tuz Gölü çevresindeki su kullanımın kontrol altına alınması gerekmektedir.


Üzerinde daha fazla durulması gereken bir diğer konu ise tarımsal, endüstriyel ve evsel atıklar ile gölde oluşan kirliliktir. Bu durum, gerekli biyolojik ve kimyasal arıtma tesisleri ile kontrol altına alınmalı, göl öncelikle kurtarılmalı daha sonra da korunmalıdır. Ayrıca, göldeki yüzey suyu kalitesi, yersel ölçmelere ilave olarak güncel uydu görüntüleri ile izlenmelidir.


Etiketler: , , , , , , , ,

4 Ağustos 2017 Cuma

Peyzajdaki Değişim 1 ( Bartın Kenti ve Arıt Havzası )

PEYZAJDAKİ DEĞİŞİM – 1
         Arkadaşlar hepinizi öncelikle saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Daha önceden Peyzajda Ölçek/ Değişim adı altında bir yazı paylaşmıştım. Artık bu geniş kapsamlı konunun ne çapta etkileri var örnekler ile inceleyelim. Bugün ki konumuz Bartın Kenti ve Arıt Havzası peyzaj yapısındaki değişime değineceğim. Aslında bu tarz konulara değinirken olumsuz koşullarla başlayıp olumlu sonuçların elde edildiği sonuç kısımlarıyla bitirilir. Fakat ben tam tersini yapıp güzel değerlerimizin basit ama etkili hatalar yüzünden peyzajımızı nedenli etkilediğimizin farkını yaratmak istiyorum.
Araştırma alanında 1984 yılında tarım ve ormancılık faaliyetlerinin yoğun bir şekilde yapıldığı görülmektedir. Ancak zaman içinde bu faaliyetler azalmıştır. Özellikle tarımsal faaliyetlerin azalmasına bağlı olarak 2001 yılında orman alanları yakınındaki tarım alanlarının orman dönüştüğü tespit edilmiştir.
Araştırma alanında zaman içinde parçalılık azalmış ve özellikle orman alanlarında öz alanlar artmıştır. Parçalılığın artmasında alandaki insan faaliyetleri etkilidir. Alanda zaman içinde tarımsal faaliyetler de azalmıştır. İnsan faaliyetlerinin azalmasına bağlı olarak kullanılmayan tarım alanları zaman içerisinde yeşil alana dönüşmüştür. Bu durum yaban hayatı için oldukça önemlidir.
Dolayısıyla yeşil alanlardaki artış, kent insanı içinde olumlu sonuç ortaya koymuştur. Peyzajdaki bu bağlantılığın artması peyzajın fonksiyonunu yerine getirmesinde önemli rol oynamaktadır.




Etiketler: , , , , , , , , , ,

Yağmur Suyu Yönetimi / Hasatı (Rainwater management)

Yağmur Suyu Yönetimi / Hasadı

Kentsel alanlarda yağmur sularını drene etmek için kullanılan geleneksel yağmur suyu toplama sistemleri, yağmur sularını hızlı bir şekilde ayrık veya birleşik kanalizasyon sistemi ile ortamdan uzaklaştırmaktadır. Bu durumla birlikte, yağmur sularının toprağa sızması beklenmeden taşınması sonucunda; yeraltı su kaynaklarının yeteri kadar beslememesi, kentsel alanlarda yağmur sularıyla taşınan yabancı maddelerle yağmur sularının deşarj olduğu kalıcı suların kirlenmesi ve aşırı yağışlarda geleneksel yağmur suyu toplama sistemlerinin yetersiz kalmasıyla birlikte sel, taşkın ve erozyon sorunlarının ortaya çıkması kaçınılmazdır. Karşılaşılan bu sorunların en aza indirilmesi amacıyla, kentsel alanlarda yağmur sularının sürdürülebilir olarak yönetimi gündeme gelmiştir. Kentsel alanların hidrolojik fonksiyonlarının korunması, yağmur sularının bekletilerek yeraltı sularına karışmasının sağlanması ve yağmur suyu toplamada yapısal çözümler yerine ekolojik çözümlerin tercih edilmesi, sürdürülebilir yağmur suyu yönetimi modellerinin temel ilkeleridir. Sürdürülebilir yağmur suyu yönetimi modelleri kapsamında kentsel alanlarda sık kullanılan çözümler; yağmur bahçesi, geçirimli döşemeler, kuru kuyular, yağmur hendekleri, sızma çukurları, çatı bahçeleri, yağmur varilleri ve sarnıçlardır. Bu çalışmada, sürdürülebilir yağmur suyu yönetiminin kentsel alanlarda önemli bir öğesi olan yağmur bahçesi incelenecektir.

Kentsel alanlara hem estetik hem de işlevsel açıdan önemli yararlar sağlayan yağmur bahçesinin, yağmur suyu yönetimi açısından değerlendirilmesi bu çalışmanın temel hedefidir.

Yağmur Bahçeleri 

Yağmur sularının herhangi bir işleme tabi tutulmadan direk olarak yönlendirildiği ve üzerinde doğal ve yabancı yurtlu bitkilerin yetiştirilebildiği sığ çukur alanlara "yağmur bahçesi" veya diğer bir deyişle "biyolojik tutma alanları(biotention)" adı verilmektedir.

Temel İşlevi : Toplanan yüzey akışının iyileştirilmesini sağlayarak yakın çevre için su kalitesini artırmaktır.

Yağmur bahçesinin sürdürülebilir yağmur suyu yönetimi kapsamında kentler için birçok yararları bulunmaktadır. Bu yararlar ;
  • Atık su kanalına gidecek olan yüzey akışı toplayarak miktarının azalmak, sel kontrolü sağlamak,
  • Yüzey akışın hızını düşmesini sağlamak,
  • Yeraltı suyunu beslemek, 
  • Evapotranspirasyonu arttırmak,
  • Uygulandıkları alanlarda karşılaşılan drenaj problemlerine çözüm üretmek,
  • Yüzey suyunun sıcaklığını düşürmek,
  • Yüzey akışı, kirletici yabancı maddelerden temizlemek ve böylelikle su kalitesini arttırmak,akış suyu üzerindeki sedimentlerin %80'ine kadarını, nitrojen ve kimyasalların da %90'ına kadarının elenerek, toprağa geçmesini önlemek,
  • Kentler için güzel görünümler oluşturarak estetik katkıda bulunmak,
  • Biyolojik aktiviteyi arttırarak kuşlar, kelebekler gibi birçok hayvana doğal yaşam ortamı sağlayarak kentsel ekolojinin korunması yönünden önemli katkılar vermektedir.
SONUÇ :

Bu anlamda yeşil alanların giderek yerini betona bıraktığı ülkemiz kentlerinde kamusal alanlarda, okullarda üniversitelerde yağmur suyu yönetimi konusunda uygulamaların artması peyzaj mimarlığı ve diğer tasarım disiplinleri ile birlikte yerel yönetimlerin üzerinde durması gereken geç kalınmış zorunlu bir konusudur.

Bugün içilebilir suyun dünyada %0.5'e düşmesi ve akiferlerin kuruması önemli düzeyde yağmur suyu yönetimine yönelimi gerektirmektedir. Biyosferin hızla yıpranmakta olduğu gerçeği insanoğluna her yerde ekolojik restorasyon gerekliliğinin bir göstergesidir. Ekolojik bilgelikle ve ekolojik ilklere göre kendi yaşamımızı ve içinde bulunduğumuz yaşam sürecini kendi kendine sürdürebilecek dirençli sistemleri kurabilecek tasarımlar yapılması gerekmektedir.

NOTE : Ensuring the efficient management of rain water and finding of new solutions and however ensuring the benefits in economic and ecological size are an issue that should be dicussed in terms of thediscipline of landscape architecture profession.

Etiketler: , , , , , ,

3 Ağustos 2017 Perşembe

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (APS) nedir ?

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (APS)

Avrupa peyzajlarının kalitesini ve çeşitliliğinin ortak bir kaynak oluşturduğu ve bunun da korunmasında, yönetilmesinde ve planlanmasında işbirliğin önemli olduğunu kabul ederek ;

Avrupa'daki tüm peyzajların korunması, yönetilmesi, ve planlanması üzere oluşturulan ilk sözleşmedir.

AMACI = Avrupa peyzajlarını korumak, yönetmek ve planlamak üzere; kamu otoritesini yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde politikalar oluşturmaya ve önlemler almaya teşvik etmek, böylece peyzajların kalitesini korumak ve iyileştirmek.

İŞLEVİ = Sözleşme tüm Avrupa'yı kapsamakta ve doğal, kırsal ve kentsel gelişme alanları içine almaktadır. Peyzajların sadece kültürel insan yapısı ya da doğal unsurları ile değil, bunların tümü ve birbiriyle ilişkileri ele alınmalıdır.

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,

Kırsal Alanların Rekreasyonel Kullanım Açısından Önemi Nelerdir ?

Kırsal Alanların Rekreasyonel Kullanım Açısından Önemi 

Doğanın bir parçası durumundayken zaman içinde çeşitli faktörlerin etkisiyle istemeden de olsa doğadan koparılan ve kentsel ekosistemlerde yaşamak zorunda bırakılan insanoğlu, doğası gereği bulduğu her fırsatta ait olduğu ancak koparıldığı doğaya geçici de olsa dönmektedir. Kişi bu sayede rekreasyona ulaşmakta yani yitirdiği psikolojik yaşam enerjisine yeniden kavuşmaktadır. 

Etiketler: , , , , , , , ,

Ormanların Rekreasyonel Kullanım Açısından Önemi Nedir ?

Ormanların Rekreasyonel Kullanım Açısından Önemi Nelerdir ?

  1. Ormanlar endüstriyel ve kentsel hava kirleticilerinden uzaktır. Bu durum ormanın kendi gücüyle havayı temizlemesine olanak vermektedir.
  2. Ormanlar genellikle insanları rahatsız eden gürültü kaynaklarından uzaktır.
  3. Ormanlar ışık ve sıcaklık özellikleriyle rekreasyona ulaşmak amacıyla gelen insanları etkilemektedir. Orman içindeki loş ışık özellikle bol ışıklı açık alanlardan ormanlara girildiğinde insanın sinir sistemini olum ve huzur verici bir şekilde etkiler.
  4. Ormanların insanlar için fizyolojik bakımdan yararlı sonuçlarından başka, fiziksel ve ruhsal bir oluşumla doğal yaşam hissi dediğimiz psikolojik etkisi de vardır.Örneğin, kilometrelerce aynı formda bitki ve ağaç gruplarıyla donatılmış yolda ilerliyorsunuz. Bu bir süre sonra kişide monoton ve sıkıcı hislerin oluşmasına sebebiyet verecektir. Fakat kullanıcılar tarafından daha çok geniş yapraklı ve iğne yapraklı türlerin karışık olduğu ormanlar tercih edilmektedir.

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,

Yeryüzü Şekillerinin Bir Alandaki Önemi

Yeryüzü Şekillerinin Bir Alandaki Önemi

Bir alanda yeryüzü şekillerinin ifade edilmesindeki en iyi ölçü reliyef enerjisidir. Reliyef enerjisi de;
bir alanın en yüksek ve alçak noktasındaki fark olarak ifade edilmektedir.

Yüzey şekillerinin farklılığı bir yandan iklim üzerinde etkili olurken diğer yandan su havzalarını ayırmakta ve peyzajın doğal sınırlamasını yapmaktadır.

Reliyef(rölyef)in bir alandaki rekreasyonel potansiyeli üzerine fizyolojik ve görsel olmak üzere iki grupta toplanmaktadır.

  1. Reliyefin iklim üzerine etkili olması, insanı fizyolojik olarak etkilemesi farklı olanaklar ortaya çıkarır. Yüksek reliyef değerlerine sahip alanlar, insanlara hem kış rekreasyonel etkinliklerine hem de yaz-deniz rekreasyonel etkinliklerine imkan verir.
  2. Reliyefin peyzajda bölümler oluşturması insanları görsel olarak etkilemektedir. Topoğrafyası hareketli olmayan düz alanlar insanlarda monoton etkiler yaratır. Bu alanlarda tasarım oluşturmak çok zor , çoğu zaman olanaksızdır. Fakat topoğrafyası hareketli alanlarda dağ ve tepeler peyzajı görsel açıdan bölümlere ayırır.Oluşturduğu süprizlerle canlılık ve hareket sağlar.



Etiketler: , , , , , , , , , ,

Hacamat nedir ? Nasıl yapılır? Nelere iyi gelir? Hangi hallerde yapılmaz ?

HACAMAT NEDİR ?
Hacamat, İslam ülkelerinde Peygamber efendimizin sünneti olduğu için çok yaygındır. Ayrıca Çin'den Almanya'ya; Malezya'dan Kanada ve Avustralya'ya kadar bütün dünyada kullanılan alternatif bir tedavi yöntemidir.

Hacamat ile tedavi ;

Önce, bardak vb. den oluşan kupa kan alınacak yere vuruluyor, orayı havasız bırakıp uyuşturuluyor. Aynı yeri neşterle et ile deri arasını 2 veya 3 mm. çiziliyor. Sonra kupayı neşterlenen yere tekrar yerleştiriliyor. Kılcal damarlardan kan gelmeye başlıyor. Bu genellikle 3 defa tekrarlanıyor. Tedavi 20-25 dakika sürüyor. Ortalama 300-350 gram kadar kan çıkarılıyor.(normal şartlarda)

Hacamat konusunda Hadis-i Şerifler ;

Hz. Muhammed(S.A.V) Hadis-i Şeriflerinde, hacamatın önemi hakkında şunları buyurmuş: 
  • "Damarlardan veya deriden kan aldırmak, tedavi olduğunuz şeylerin en faydalılarındandır."
  • "Sefer ediniz şifa bulunuz, oruç tutunuz şifa bulunuz, hacamat olunuz şifa bulunuz."
Hacamat Nedir ?

Peygamberimiz(S.A.V)'in sağlıkla ilgili tavsiyelerinden ve bizzat tatbik ettiği sünnetlerindendir. Hacamat, sebebi belli bir hastalığın tedavisi olmaktan ziyade, kan fazlalığının, vücutta meydana getirdiği rahatsızlıkları gidermek için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Hacamat'la alınan kan temiz kan değil, kirli, koyu, pıhtılaşmış, derinin altındaki uyuşuk kandır.

Bu kan, damarlardan değil deriden alınır. Hacamat'la pıhtılaşmış koyu kan alınınca, vücuttaki kanın alışkanlık özelliği artar ve dolaşımı kolaylaşır. Deri hafifçe bir neşter ile çizilir ve üzerine ağzı geniş bir cam kavanoz( yada haccamın tercihi kupada olabilir) kapatılarak emici gücün etkisi oluşturulur ve kirli kan vücuttan çıkarılır. Bu yöntem vücudun değişik yerlerine uygulanmakta ve hasta organa yakın yerler özellikle tercih edilmektedir.

Kullanılan malzemenin sağlığa uygun olması gerekir.

Hacamatın hiçbir yan etkisi olmadığı gibi tamamen doğaldır. Hiçbir acı vermez ve iz bırakmaz. Aynı gün iyileşme görülür ve vücutta  rahatlama olur. En hızlı tedavi usulüdür. Hacamatla tedavi binlerce yıldır uygulanan en eski tedavi yöntemi olup, günümüzde de Asya, Afrika ve Uzak Doğu Ülkelerinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Avrupa'da son yıllarda alternatif tıp olarak uygulanmaya başlamıştır.

Rasulullah (S.A.V), baş ağrısından dolayı alnının her iki yanından, zehirlenmeden dolayı her iki omuz başı arasından, topuğundaki bir incinmeden dolayı da ayağının üzerinden kan aldırmıştır.

Rasulullah (S.A.V)'in hanımları da hacamat yaptırmıştır. Rasulullah (S.A.V) : " Miraç'tan inerken hangi Melek cemaatine rastlasam, ey Muhammed(S.A.V)! ümmetine hacamat olmalarını emret dediler." diye buyurmuştur.

Hayber'de zehirli koyun etinden zehirlendiği zaman, Cebrail'a.s) kendisine hemen kafasının arkasından hacamat yaptırmasını söylemiştir.

İbn Ömer (r.a) şöyle buyurdu: Ben Rasulullah (S.A.V)'den şu buyruğu işittim:"Hacamat olmak aç karnına daha faydalıdır. Hacamat olmak aklı ve hıfzetme(ezberleme) gücünü arttırır." 
Yine bir Hadis-i Şeriflerinde: " Hacamat her hastalığa faydalıdır, uyanık olun hacamat olun." buyurmuştur.

Kafadan hacamat olmak ; 
  • Delilik,
  • Cüzzam,
  • Gece Körlüğü,
  • Alaca,
  • Baş ağrısı,
  • Diş,
  • Göz,
  • Kulak gibi hastalıklara ve daha bir çok hastalığa şifadır.
Hacamat'ın şifasını bilen büyük alimler üç ayda bir hacamat olurlardı.

Hacamat 70 hastalığa şifadır

Bunlardan bazıları ;
  • Kanser,
  • Cilt hastalıkları,
  • Sedef Hastalığı,
  • Kısırlık,
  • Süreklilik arz eden kronikleşmiş birçok hastalıklar,
  • Migren,
  • Romatizma,
  • Mide,
  • Bağırsak rahatsızlıkları,
  • Karaciğer yetersizliği,
  • Zihinsel ve ruhsal bir çok hastalıklarda,
  • Böbrek hastalıklarında kan vermeyin faydaları belirgindir.
Kanser olup ameliyat olması gereken bir kişide, Hacamat'tan sonra kanser kütlesinin yok olduğu görülmüştür.

Hacamat'ta kanser'den kısırlığa kadar bir çok hastalığa şifa vardır. Müzmin birçok hastalığın Hacamat'la tedavi olduğu tecrübeyle sabittir.

Hacamat nazara ve büyüye karşı da iyi gelir. 50 senelik köklenmiş büyünün, Hacamat'la ortadan kalktığı rivayet edilir.

Bu sebeple hacamat yapılırken mutlaka Ayet el-Kürsi ve Muavizeteyn sureleri okunur. Rasulullah (S.A.V) bizzat kendisi Ebu Taybe adında bir Haccam'a hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp haccama ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: "Kan aldırma yollarının en güzeli Hacamat'tır. Yahut Hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır."

İbn-i Abbas (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (S.A.V) buyurdular ki :" Haccam ne iyi kuldur;(fazla) kanı giderir,beli hafifletir,gözü parlatır."

Londra Milli Hastanesinde ve Kopenhag Kraliyet Hastanesinde hacamat'la ilgili Tıbbi araştırmalar yapıldı. Araştırmalar neticesinde kirli kan alınca, koyu kanı bulunan hastaların beyinlerinden geçen kan akışı hızlandığı, kanın incelmesiyle, kandaki alyuvar yoğunluğunun azaldığı, hemoglobin seviyesinin düştüğü, böylece kalbin beyne daha rahat pompalama yaptığı tespit edildi. Ayrıca araştırmalarda, kan akışının artmasıyla insanın ataklığının da fark edilir derecede arttığı görüldü. Hastalıklara karşı kan aldırmanın koruyucu bir rol oynayabileceği bu araştırmalarda ortaya çıktı.

Hacamat nasıl yapılır ?

Hacamatın dini boyutuna yeteri kadar değindiğimizi düşünüyoruz bu yüzden tıbbi boyutuna değinelim. 

Hacamat ,damardan kan aldırmak değildir. Kan bağışı ile Hacamat tamamen değişik 2 yöntemdir. Hacamat vakum usulü ile vücudun çeşitli yerlerinden kan almaktır. Damardan değil. Hacamatla vücutta fazla kan kalp ve beyin sektelerine, sinirsel rahatsızlıklar, alerji gibi birçok hastalığa sebep olmaktadır.

Hacamatla; işte bu fazla kan dolaşımı normal dolaşıma nazaran daha yavaş yürüdüğünden dolayı yıllarca bu kanlarda temizlenmeme oranı artar.

Bu sebepten dolayı vücutta çeşitli rahatsızlıklar (baş ağrısı, bel ağrısı, diz ağrısı, uyuşukluk, tembellik, ağırlık, vs.) baş gösterir. Hacamat ile deri altındaki bu rahatsızlıklara sebep olan kan dışarı çıkartılarak kanın rahatça dolaşması sağlanmış olur.

Hacamat Hangi Hallerde Yapılmaz ?
  • Hacamat çok ihtiyar ve zayıf kişilerde,
  • Kalp yetmezliği olanlarda,
  • Bir yeri kesildiğinde kanı durmayan kişilerde,
  • Hamilelerde,
  • Aşırı kansız kişilerde,
  • AİDS, HİV,
  • Tansiyonu çok düşük olan kişilerde,
  • Küçük çocuklarda,
  • Çok hassas ve korkan kişilerde kanlı hacamat yapılmaması tavsiye olunur, duruma göre kansız hacamat tatbik olunur.
Kaynaklar :
  1. E.Davud Tıp H. 3859.3860, Tirmizi Tıp H. 2052, İ. Mace Tıp H. 3484.3484.
  2. İbn Mace, Kitabu't Tıb, 22.
  3. Buhari, Tıb 13; Müslim, Musakat 62,63; Ebu Davud Nikah 26, Tıb 3.
  4. Hayatı Farket
  5. ŞİFACI
  6. Doğal Tedavi Evi






Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

2 Ağustos 2017 Çarşamba

21. Yüzyılda Peyzaj Mimarlarının Sorumlulukları

21. Yüzyılda Peyzaj Mimarlarının Sorumlulukları

1.        Doğanın ve çevrenin kalitesini arttırmak,
2.  Sorunlu alanların onarımı,
3.  Ekosistem ve kaynak analizi yapmak,
4.  Tarihi peyzaj alanlarını korumak ve iyileştirmek,
5.  İklim kontrolü,
6.  Yaşlıları ve engelliler düşünülerek tasarım yapmak,
7.  Çevre sorunlarına çözüm bulmak.

Sulak Alanlar Neden Önemlidir? RAMSAR Sözleşmesi nedir ? Kriterleri nelerdir ?

Sulak Alanlar Neden Önemlidir ?
  • Taban suyunu dengeler. 
  • Taşkınları ve selleri önler.
  • Bulunduğu bölgenin su rejimini düzenler.
  • İklim elemanları üzerinde olumlu etkiler yapar.
  • Tortu ve zehirli maddelerden suyu temizler.
  • Bitki ve hayvan vejetasyonlarına ev sahipliği yapar.
  • Balıkçılık, turizm, tarım ve hayvancılık olanaklarıyla bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlar.
  • ÖR= Sultan Sazlığı , Eğirdir Gölü, Küçük Menderes, Van Gölü, Ulubat Gölü

Peki sulak alanlar önemli ama bu önemli olduğuyla kalmıyordur herhalde...Gelin size Ramsar Sözleşmesi hakkında bilgi verelim .


RAMSAR Sözleşmesi nedir ?

İran'ın Ramsar kentinde 1971 yılında imzalanan ve sulak alanların korunmasını ve akılcı kullanımını hedefleyen bir sözleşmedir. Türkiye bu sözleşmeye 1994 yılında imza atmıştır.

Sulak alanlar ; doğal veya yapay, devamlı veya geçici, sürekli veya mevsimsel, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde 6 metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sulak, bataklık, sazlık ve turbiyerler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan su altında kalan yerler olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye'de Ramsar Sözleşmesi kapsamında, 1994 yılında Sultansazlığı, Manyas Gölü, Seyfe Gölü Göksu Deltası, Burdur Gölü, 1998 yılında Kızılırmak Deltası , Uluabat Gölü, Gediz Deltası, Akyatan Lagünü, 2005 yılında Yumurtalık Lagünleri, Meke Maarı, 2006 yılında Konya'da Kızören Obruğu ve 2009 yılında Kuyucuk Gölü olmak üzere 13 sulak alan ( toplam 179.898 hektar alan ) Ramsar Alanı ilan edilmiştir. Bu alanlara ek olarak 2013 yılı itibariyle Nemrut Kalderası 14. Ramsar olarak listeye ekletilecektir.


RAMSAR KRİTERLERİ

  1. Bir sulak alan eşine az rastlanır veya sıra dışı biyo-coğrafi bölgedeki sulak alanlara dair özgül bir örnek oluşturuyorsa; (nadirlik,tipiklik)
  2. Bir sulak alan kayda değer miktarda nadir, tehlikeye düşebilir veya tehlike altındaki bitki ve hayvan türlerini destekliyorsa veya bu türlerin bir veya daha fazla bireylerini (kayda değer sayıda) içeriyorsa ;
  3. Bir sulak alan flora ve faunanın özellikleri ile kalitesinden dolayı bir bölgenin ekolojik ve genetik çeşitliliğini sürdürebilmek için özel bir değere sahipse veya; Bir sulak alan, endemik bitki veya hayvan türleri veya toplulukları açısından özel bir değere sahipse veya; Bir sulak alanın değerlerini, verimliliğini veya çeşitliliğini gösterecek özellikteki su kuşu gruplarından önemli sayıda su kuşunu düzenli olarak destekliyorsa uluslararası sulak alan olarak nitelendirilir.
  4. Bir sulak alan, bitki veya hayvanların biyolojik döngülerinin kritik safhalarında bu bitki ve hayvan türlerine habitat olması açısından özel bir öneme sahipse uluslararası sulak alan olarak nitelendirilebilirler.
  5. 20.000 su kuşunu düzenli olarak destekliyorsa uluslararası sulak alan olarak nitelendirilebilir.
  6. Popülasyonlar hakkında veri edinmenin mümkün olduğu yerde bir sulak alan, su kuşlarının bir tür ya da alt türlerinin popülasyonundaki bireylerin %1'ini düzenli olarak destekliyorsa uluslararası sulak alan nitelendirilir.
  7. Önemli bir oranda doğal balık alt türlerini, veya ailelerini,yaşam evrelerini, sulak alanın yararları ve/veya değeri, dolayısıyla küresel biyolojik çeşitliliğine işaret eden türler arası ilişkileri ve/veya popülasyonları barındırıyorsa uluslararası sulak alan olarak nitelendirilir.
  8. Sulak alanın içinde veya buna bağlı başka bir yerde, balıklar için önemli bir besin kaynağına sahipse, yumurtlama ortamı ise veya yavru balıkların beslenme ve barınma ortamı ve/veya balıkların göç yolu üzerinde bulunuyorsa uluslararası öneme sahip sulak alan olarak nitelendirilir.
  9. Sulak alan, su kuşları dışında sulak alana bağlı tür veya alt türlerin dünya popülasyonunun %1'ini düzenli olarak bulunduruyorsa uluslararası sulak alan olarak nitelendirilir.

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

IUCN ( Dünya Koruma Birliği ) ve Ekosistem Yönetimi Komisyonu

IUCN ( Dünya Koruma Birliği ) ve Ekosistem Yönetimi Komisyonu

1948 yılında dünyanın ilk uluslararası doğa koruma organizasyonu olarak kurulan IUCN kendi misyonunu ya da hedefini şöyle tanımlamaktadır: " Doğanın çeşitliliğini ve bütünlüğünü korumak,  doğal kaynakların eşit ve ekolojik sürdürülebilir kullanımı sağlamak için, dünya düzeyindeki tüm toplumları etkilemek, cesaretlendirmek ve desteklemektir."(Nagel,2003)

Günümüzde birliğe 140'dan fazla ülkeden, 980'in üzerinde ülkesel organizasyon veya gönüllü kuruluşlardan üye bulunmaktadır. IUCN'nin en önemli aktiviteleri ;
  • Doğa koruma için bilimsel temelleri hazırlamak,
  • Uluslar arası lobi faaliyetleri, örneğin uluslararası sözleşmelerin taslaklarını hazırlamak veya stratejiler geliştirmek,
  • Hükümetler ve gönüllü kuruluşlar için danışmanlık yapmak.
IUCN, bu aktivitelerini Birleşmiş Milletlerin FAO, UNESCO gibi diğer organizasyonları ile birlikte yaparken kendisi de , 6 değişik komisyon oluşturmuştur.

IUCN bu yapısı ve programı ile hem geniş alanlara ulaşmak istemekte, hem de doğa koruma ve sürdürebilir gelişmeyi desteklemektedir.
Komisyonlarda dünyanın değişik ülkelerinden uzmanlar (çoğunluğu fahri olarak) çalışmakta ve IUCN'nin politikalarını oluşturmaktadır. Komisyonların görevleri Nagel(2003)'e göre aşağıda kısaca verilmiştir.

Ekosistem Yönetimi Komisyonu (CEM) = Bu komisyon ekosistem hakkından bilgilerin tüm dünyada yaygınlaştırılması, ekosistemlerin korunması, küresel iklim değişikliğinin ekosistemler üzerine etkileri gibi konuları çalışmaktadır. Komisyon daha çok çöl, yarı çöl, arktik bölgeler ile dağ bölgelerine yönelmektedir.

IUCN'e göre korunan alan kategorileri şöyledir ;

  1. Mutlak Doğa rezervi
  2. Milli Park
  3. Doğa Anıtı
  4. Habitat / Tür
  5. Deniz/Kara Peyzaj Koruma Alanı
  6. Yönetilen Kaynak Alanı

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

Çim Alanlar, İşlevleri, Kalite ölçütleri,Türleri , yetişme ortamı istekleri nelerdir ?

ÇİM ALANLAR

İşlevleri : 
  • Trafikte güvenliği sürüş sağlar.                              
  • Erozyon önleyicidir.
  • Suyu temizleyici özelliği vardır.
  • Ruh sağlığına yardımcı olur.
  • Gürültüyü azaltır.
  • Isı adası etkisini azaltır.
  • Sporcuların sakatlanmasını önler.
  • Yağmur suyu yönetimine yardımcı olur.
  • Mekanlara değer katar.
  • Yangına karşı direnç gösterebilir.
  • Mimari işlevleri vardır.
Çim bitkilerinde dallanma tipleri = 
  1. Yumak Yaşam Formu= Kirpi gibi bir form ortaya çıkar. Koyun Yumağı (Festuca ovina), Kırmızı Yumak(Festuca rubra) ve Çok Yıllık Çim(Lolium perenne)'de görülür.
  2. Stolonlu Yaşam Formu= Toprak üstünde dallanan/yayılan gövdedir. Köpekdişi (Cynodon dactylon) ve Mandaotu (Buchloe dactyloides) örnek verilebilir.
  3. Rizomlu Yaşam Formu= Toprak altında dallanan/yayılan gövdedir. Köpekdişi (Cynodon dactylon) ve Çayır Salkımotu (Poa pratensis) örnek verilebilir.
Dipçe 1: Uçlarını keserek başka bir yere atınca rizom ve stolonlu olanlar vejetatif üretilebilirler.
Dipçe 2: Rizom ve stolonlu çimler toprağa daha iyi tutunurlar.

Çim Bitkilerinin Kalite Ölçütleri

  1. Renk
  2. Büyüme ve Gelişme
  3. Sık ve Dipten Biçimlere Dayanım
  4. Ezilmeye Dayanıklılık
  5. Büyüme Formu
  6. Kuraklığa ve Sıcaklığa Dayanıklılık
  7. Sık Biçime Dayanıklılık
  8. Kök Sisteminin Güçlüğü
Dipçe 1: Sıcak iklim çimleri , hava sıcaklığı düştüğü zaman "uyur" hale gelirler (latent hali). Özellikle Bermuda çimi soğuğa dayanıksızdır. Kışın rengi sarı olur. Üsten tohumlama (overseeding) yapılarak kışın sararmasına karşı önlem alınır. Böylece kışın çim yüzey yeşil kalabilir.
Dipçe 2: Ezilmeye en dayanıklı çim türü Bermuda  çimleridir.
Dipçe 3: Toprak havalanmasının sorun oluşturabileceği , çok yağış alan, ağır topraklarda yumak formlu çimler olumlu sonuç verir. Sıcak, kurak ve hafif bünyeli topraklarda ise toprak yüzeyini daha iyi örten, tavı koruyan, toprak dokusuna ağ gibi yayılan " Stolonlu ve Rizomlu " olanlar başarılı sonuçlar verir.
Dipçe 4: Kuraklık için sulama ile önlem ve uygulamalar yapılır. Fakat sıcaklığa yapılabilecek bir şey yoktur. O yüzden sıcaklık çim seçiminde önemli bir kriterdir. Lolium perenne ( Çok yıllık çim/İngiliz çimi) hiç sıcaklığa dayanıklı değildir. Bu yüzden Bermuda çimi sarardığı zaman Lolium perenne kullanılır. Lolium perenne en çabuk gelişen çim türüdür.Üsten tohumlama da en çok kullanılan türdür.

Çim Örtüsünün Kalite Ölçütleri

  1. Üniform Görünüş (Homojen Görünüş) =Kaliteli bir alan, genel görünüşü ile bir bütünlük sağlamalıdır.
  2. Sıklık = Birim alanda bulunan sürgün sayısı olarak tarif edilir.
  3. Düz Bir Yüzey = Çim örtüsünün düz bir yüzeye sahip olması (spor alanları mesela ) hem görünüm hem de üzerinde gerçekleştirilecek fonksiyonlar açısından çok önemlidir.( Yalnız alan çok iyi tesviye edilmelidir.)
  4. Doku = 
  • 1 mm'den daha az "Çok İnce"
  • 1-2 mm ise "İnce"     -------->ÖRN : Cynodon dactylon (bermuda çimi9
  • 2-3 mm ise " Orta" 
  • 3-4 mm ise "Kaba"    --------> ÖRN : Festuca arundinecea (Kamışsı Yumak)
  • 4 mm fazla ise "Çok Kaba"
Golf sahalarında ince dokulu çim türleri tercih edilir. Bermuda çimi ince dokuludur. Çimin genelinde hangi tip doku özelliği varsa, uygulandığında da o özellik gözükmektedir.

Dipçe = Bazı çim türlerinin oluşturduğu sık yumaklar ile topaklaşmalar ve "Keçeleşme" olarak tanımlanan ölü sap, taprak tığılmaları sonucunda çim örtüsünün düzlüğü kaybolabilmektedir.
ÇÖZÜMÜ : Çim tamiri ve kapak harcı kullanmaktır.

Serin İklim Çim Bitkileri

Tavusotu (Agrostis sp. )

1) Stolonlu Tavusotu (Agrostis stolonifera) =
  • Golf ve spor sahalarında tercih edilen çim türlerinde önde gelir.
  • Tek başına da kullanılabilir.(golf sahalarında)
  • Stolonlarıyla üreme kabiliyetleri yüksektir.
  • Çok ince tekstürlüdür.(görüntüsü güzeldir)
  • Akdeniz ikliminde sıcaklık stresine en dayanıklı serin iklim çimlerindendir.
  • Yarı gölge sever.
  • Kısa biçime (0,5-1,0 cm) ve soğuğa karşı mukavemeti yüksektir.
  • Üsten tohumlama için Bermuda'yla kullanılabilir.
  • Yüksek biçimlerde keçeleşme yapabilir.
2)Narin Tavusotu (Agrostis tenius) =
  • Spor sahalarında çok iyi bakım ister.
  • Sık bir doku oluşturur.(Derin biçilirse)
  • Kurak şartlara dayanıklıdır.
  • En sıcak günlerde bile yeşil rengini korur.
  • Soğuğa ve dona dayanıklıdır.
  • Kolay tesis olabilmesi ve yoğun bir yapı oluşturması ile karışımlarda tercih edilir.
  • Yaralandığında kendini çabuk iyileştirir.
  • Karışımlarda alt çim olarak kullanılır.
3) Ak Tavusotu (Agrostis alba) =
  • Kaba dokulu ve uzun boyludur.
  • Aşırı su tutan, drene olmayan,asit karakterli toprak içeren verimi düşük alanlarda başarılı olur.
  • Yol kenarlarında, şevlerde,  su yolları ile erozyon kontrol çalışmaları için ancak serin-nemli iklim koşullarında değer kazanır.
  • İzmir şartlarına uygun değildir.
4) Kahverengi Tavusotu (Agrostis canina) =
  • Stolonla ayrılır.İnce dokuludur.
  • Sık kardeşlenmesiyle güzel yeşil örtü oluşturur.
  • Sıcağa-kuraklığa dayanıklı değildir.
  • Soğuğa dayanıklıdır.
YUMAK ( Festuca sp. )

1)Kırmızı Yumak =

a) Rizomlu Kırmızı Yumak (Festuca rubra rubra) =
  • Çabuk çimlenir. Yıl boyunca yeşildir.
  • İnce dokulu, sık sürgünlü, koyu yeşil renkli ve güçlü kökler vardır.
  • Sıcaklığa dayanıklı değildir.Tuza dayanıksızdır.
  • İyi bir karışım çimidir. Avrupa'da Agrostis tenius ile karışımları bolca görülmektedir.
  • Poa pratensis ile karışımlarda çok iyi uyum gösterir.
b) Rizomsuz Kırmızı Yumak (Festuca rubra commutata) =
  • Yurdumuzda olduğu gibi Lolium perenne ve Poa pratensis ile birlikte olan karışımları yaygındır.
  • İnce dokulu çim alanların yapımında, Poa pratensis ile kullanıldığında serin iklimlerde başarılı olmuştur.
  • Gölge yerlerde yetişebilen, ince dokulu, yaprakları narin ve kardeşlenmesi yüksek bir çeşittir.
  • Mantar hastalıklarına karşı dayanıklıdır.
c) Narin Kırmızı Yumak (Festuca rubra trichophylla) =
  • Keçeleşme sıkıntısı olan tek Festuca türdür.
  • Daha çok yol şevleri ve problemli alanların bitki ile kaplanması amacıyla kullanılmaktadır.
  • Derin biçim sevmez.
  • Çok kullanılan bir tür değildir.
2) Koyun Yumağı (Festuca ovina) =

  • Festuca türleri içindeki en ince yapıya sahip çim türüdür.
  • Kuraklığa ve sıcaklığa dayanıklıdır.
  • Gölgeye dayanıklılığı ile tercih edilir.
3) Kamışsı Yumak ( Festuca arundinacea ) =
  • En çok kullanılan türdür.(Serin iklim çimlerinden)
  • Kaba dokuludur.
  • Yumak formlu basılmaya dayanıklıdır.(spor alanları gibi..)
  • Adaptasyon gücü yüksektir.
  • Sıcak iklimlerde kullanılabilir.
  • Kökleri sık, güçlü ve derindir.
  • Kuraklığa ve sıcağa, kötü çim yatağı koşullarına dayanabilen (tuz dahil) ender serin iklim çimidir.
ÇİM ( Lolium sp.)

1) Çok Yıllık Çim / İngiliz Çimi (Lolium perenne) =
  • Dünya'da en çok ve en yaygın kullanılan çim türüdür.
  • Yumak formludur. En çabuk çimlenen türdür.
  • Stolon ve Rizom içermez.
  • Sıcağa dayanıksızdır.
  • Nötr veya hafif asit yapıdaki yüksek verimli topraklarda en iyi performansı gösterir.
  • Aşırı su birikmesi ve tuzluluk önemli sorunlar yaratabilir.
  • Karışımlara %20-30 oranında katılmalıdır.
  • Akdeniz kuşağında Bermuda Çimi ile birlikte kullanılır.
2) Yıllık Çim (Lolium multiflorum) = 
  • İtalyan çimi olarak da bilinir.
  • Stolon-rizom içermez. Yumak formdadır.
  • Çok kullanılmaz.
  • Kısa süreli ve çabuk oluşturulması gereken yeşil alan tesisleri için ideal bir türdür.
SALKIMOTU (Poa sp.)

1)Poa pratensin (Çayır salkımotu) =
  • Kaliteli çim yüzeyi oluşturur.
  • Bahçeler ve spor alanları için en uygun çim türüdür.
  • Rizomlarla gelişen bir türdür.
  • Başlangıçta yavaş gelişir, olgunlaşınca hızlı gelişir.(Bu yüzden Kırmızı Yumakla karışım hazırlanır.)
  • Ezilmeye, basılmaya, biçilmeye dayanıklıdır.
Sıcak İklim Çimleri

1) Cynodon dactylon (Köpekdişi / Bermuda Çimi) =
  • Çok sık ve güçlü kaplama yeteneğine sahiptir.
  • Açık yeşilden koyu yeşile kadar değişebilir.
  • Vejetatif ve generatif üretimi mümkündür.
  • Basılmaya dayanıklıdır.
  • Hemen hemen her yerde kullanılır.(Parklar, Şevler, Spor Alanları, Atletizm pistleri, Mezarlıklar, Bina Çevreleri ve Polo alanlarında ...)
  • Çok ince, ince ve orta dokulu olabilir.
  • Stolon ve rizom, yatık formda gelişir.
  • Sıcaklığa ve kuraklığa dayanıklıdır.
  • Gölgeye dayanıksızdır.
  • Derin biçim ister.(Keçeleşmesin diye)
2) Japon Çimi (Zoysia japonica) =
  • Soğuğa en dayanıklı sıcak iklim çimidir.
  • Tuza dayanıklıdır.
  • Büyümesi yavaştır.
  • Stolon ve rizomlarıyla yayılmaktadır.
  • Basılmaya -ezilmeye dayanıklıdır.
  • Yoğun ve yüksek kaliteli çim örtüsü oluşturur.
  • Sert ve kaba dokuludur.
  • Asit koşullarda daha başarılıdır.
3) Paspalum notatum (Parlak Yabancıdarı) =
  • Sahil kuşağındaki kumlu topraklarda iyi sonuç verir.
  • Yatay gelişen kalın rizomlara sahiptir.
  • Sık biçime dayanıklıdır.
  • Yol şevleri havalimanı ve toprak koruma önlemi gereken alanlarda çok başarılı bir türdür.
  • Ters koşullara dayanıklıdır.
  • Adaptasyon gücü yüksektir...
  • Tohum ve rizomlarıyla üretilir.
4) Paspalum vaginatum (Sahil Yalancıdarı)= 
  • Aşırı tuzluluğa dayanıklıdır.
  • Derin biçime dayanıklıdır.
  • Atık sularla sulanabilmektedir.
  • Alanı hızlı kaplayabilmektedir.
  • Kaba dokuludur.
  • Dormanside kalma süresi daha kısadır.
  • Rizomludur.
  • Orta-koyu yeşil renklidir.
5) Stenotaphrum secundatum (Yengeç Otu) =
  • Stolonludur.
  • Kaba dokuludur.
  • Değişik topraklara adapte olabilir.
  • Tuzlu koşullara dayanıklıdır.
  • Orta-koyu yeşil renklidir.
  • Nemli-organik topraklarda , ph: 6.5-7.5 olan koşullarda iyi gelişir.
  • İnce bir çim dokusu gerektirmeyen ve gölgelik olan ve park ve gezinti alanlarında yaygın olarak kullanılır.
6) Pennisetum calandestinum (Kikuyu Çimi) =
  • Ilıman yağışlı bölgelerde ve tropik bölgelerde başarılı yeşil alanlar oluşturur.
  • Bol yapraklıdır.
  • Sık ve kaba dokuludur.
  • Kuraklığa ve sıcaklığa dayanıklılığı çok yüksektir.
  • Sık ve kaba dokuludur.
  • Problemli alanların ıslahında büyük yararlar sağlar.

KARŞILAŞTIRMALAR
Sıcaklığa Karşı Dayanıklılık (çoktan  az doğru sıralı)
  • Festuca arundinacea
  • Poa pratensis
  • Agrostis tenius
  • Festuca rubra
  • Lolium perenne
Kuraklığa Karşı Dayanıklılık (çoktan aza doğru sıralı)
  • Cynodon dactylon
  • Festuca arundinacea
  • Festuca rubra
  • Poa pratensis
  • Lolium perenne
  • Agrostis tenius
Basılmaya Karşı Dayanıklı (çoktan aza doğru sıralı)  => Serin iklim bitkileri için ;
  • Festuca arundinacea
  • Cynodon dactylon
  • Lolium perenne
  • Poa pratensis
  • Festuca rubra
  • Agrostis tenius
Gölgeye Karşı Dayanıklı (çoktan aza doğru sıralı)
  • Festuca rubra
  • Festuca arundinacea
  • Festuca ovina
  • Poa pratensis
  • Lolium perenne
  • Cynodon dactylon
Tuzluluğa Karşı Dayanıklılık (çoktan aza doğru sıralı)
  • Cynodon dactylon
  • Festuca arundinacea
  • Lolium perenne
  • Poa pratensis
  • Festuca rubra
Biçme Yükseliği İsteği (yüksekten kısaya doğru)
  • Festuca arundinacea
  • Festuca rubra
  • Poa pratensin
  • Lolium perenne
  • Agrostis tenius
Gölgeye Dayanıklılık
  • Festuca arundinacea --------->İyi
  • Stenotaphrum secundatum-->İyi
  • Zoysia japonica -------------->Zayıf
  • Paspalum vaginatum -------->Zayıf
  • Cynodon dactylon ----------->Çok zayıf
Basılmaya Karşı Dayanıklılık (çok iyiden çok kötüye doğru sıralı) ==> Sıcak iklim çimleri için ;
  • Cynodon dactylon
  • Zoysia japonica
  • Festuca arundinacea 
  • Paspalum sp.
  • Stenotaphrum secundatum
Soğuğa Dayanıklılık (çok iyiden çok kötüye doğru sıralı)
  • Festuca arundinacea
  • Zoysia japonica
  • Cynodon dactylon
  • Paspalum sp.
  • Stenotaphrum secundatum
Çim Alanlarda Toprak Hazırlığı
  • Yabancı bitkiler ile mücadele
  • Taş parçaları , İnşaat artıkları ve benzerlerinin temizlenmesi
  • Çim alanlarda elektrik , su vb. alt yapı önlemlerinin alınması
  • Drenaj çalışmaları
  • Toprağın iyileştirilmesi(ıslah)
Dipçe 1: Çim ekilmeden önce taban gübresi olarak ;
Toprağın ihtiyacına göre => 1)Amonyum nitrat  , 2) Üre , 3) Potasyum gübreleri kullanılır. Bunlar genel olarak NPK olarak da ifade edilir.

Dipçe 2: Serin iklimlerde, basılmaya ve ezilmeye dayanıklı Çok yıllık Çim'in yanına ışığı ve nemi çok seven Çayır Salkımotunu ve gölge koşullarda başarılı olan Kırmızı Yumağı ekleyereki dengeli ve birbirinin eksiği tamamlayan başarılı bir karışım yapılabilmektedir.

Çim'in Temel Bakım Teknikleri
  1. Sulama
  2. Biçme
  3. Gübreleme
Çim Alanlarda Diğer Bakım İşlemleri
  1. Havalandırma ve Su Geçirgenliğini Arttırma
  2. Üst Kapaklama ve Kumlama
  3. Silindirleme
  4. Keçeleşme ve Giderilmesi
  5. Yabancı Otlar ve Savaşım Teknikleri
  6. Hastalık ve Zararlılarla Savaşım
Rulo Çim'in Normal Çime Göre Avantajları
  1. Zaman gerektirmez.
  2. Alan maksimum 2 haftada kullanılır hale gelir.
  3. Garanti sonuç verir.
  4. Hastalık ve zararlı otlardan arınmış olur.
Çim ve Yeşil Alan Hastalıkları
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER => 
  • Düzenli bakım işlemleri
  • Düzenli gübreleme
  • Su tutma kapasitesi
  • Toprak ve sulama
  • Su kalitesi
  • İklim koşullarına uyum
  • Temiz tohum ve üretim materyali
HASTALIK NEDENİ ÇEŞİTLERİ :
  • Kimyasal zarar
  • Kuraklık zararı asfeksi
  • Don zararı
  • Herbesit zararı
**Asfeksi : Boğulma
**Herbesit :Yabancı otların öldürmede veya normal gelişimini önlemede kullanılan kimyasal maddelerin tümü. 

Hastalık Çeşitleri
  • Drechslera siccans (kahverengi yanıklık)
  • Rhizoctonia soloni(kahverengi/geniş yama)
  • Pthylum spp.
  • Microdochium nivale (pembe kor küfü)
  • Sclerotonia sp. Dolarspot ( Dolar Leke)
  • Gaeumannomyces graminis
  • Thypula incarnata (gri kaf küfü)





Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

1 Ağustos 2017 Salı

Dünyamızın Ateşi Var !

Arkadaşlar hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. İklim değişikliğine dikkat edilmesi konusunda ne kadar titiz olduğu daha önceki yazılarımda da görmüşsünüzdür. Ancak insanların dikkatini çekmek kolay olmuyor lütfedersiniz ... Yeni bir İklim Değişikliği konulu bir yazı ile karşınızdayım. Umarım seversiniz ve faydalı olur. İyi farkındalıklar!

Dünyamızın Ateşi Var
Elektrik elde etmek için dünyanın çoğu yerinde kömür gibi fosil yakıtlar kullanılıyor. Karbon emisyonlarının artması, ısını da yükselmesi anlamına gelir. Bitkiler ve sulak alanlar, doğal olarak karbon emisyonlarını depolayabilirler. İnsanoğlu, fosil yakıtları kullanmadan önce doğada kendiliğinden var olan bu denge, ne yazık ki artık bozuldu. Ormanların daha ne kadar karbondioksiti depolayabileceğini, doğanın bu baskıya daha ne kadar dayanabileceğini bilemiyoruz. Çünkü, artık doğanın yapısında değişiklikler var.
İklim değişikliğinin etkileri açıkça görülüyor. Mercan kayalıkları, mangrovlar, buzullar ve çeşitli ekosistemler büyük sorunlar yaşıyor. Yapılması gereken, karbondioksit emisyonlarını düşürmek ve aynı zamanda ekosistemlerin bu küresel değişikliğe karşı direnci artırmak.
Buzulların erimesi, deniz suyu seviyesinin yükselmesi, yağış miktarında değişiklikler, yedi dereceye kadar varan sıcaklık artışları iklim değişikliğinin en belirgin göstergeleri.
İklim değişikliğinin; su kaynakları, tarım, balıkçılık, üzerinde büyük etkisi bulunuyor. Gelecekte salgın hastalıkların yaşanması ve besin güvenliği gibi tehlikelerin ortaya çıkacağı belirtiliyor.
İklim değişikliğinin etkileri Türkiye’de ise su kaynaklarının azalması, yağış miktarından değişiklikler, kuraklık, tarımsal, verimde düşüş şeklinde kendini göstermeye başladı bile.

DURUM ACİL !

·         Mercan resifleri iklim değişikliğinin etkilerini incelemek için önemli bir gösterge. Bazı mercanlarda %25’e kadar varan beyazlama görülüyor. Bir mercan renginin beyazlaması için bir derecelik artışın yeterli olduğu biliniyor. Son yıllarda mercanlarda her yıl beyazlama görülüyor. Mercanlar, öldükleri zaman yerini alan algler (deniz yosunları) tüm denizi kaplıyor ve yaklaşık 2 milyon Asyalı’nın geçim kaynağı tehlikeye girmiş oluyor.
·         2020 yılında Klimanjaro’da hiç buzul kalmayacağı biliniyor. Klimanjaro, Asya’da iki milyon insana su sağlayan önemli bir buzul.
·         Dünyada orman yangınlarında her yıl, büyük artışlar görülüyor ve yangınların süresi uzuyor.
·         Kutuplardaki buzul tabakası inceliyor ve burada yaşan canlıların da yaşamları tehdit altına giriyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre kutup ayılar olmaları gereken kilodan 10-20 kg daha zayıflar.
·         Kelebeklerin Avrupa’ya doğru, kuşların kuzey ülkelere göçtüğü görülüyor.
·         2050 ‘ye geldiğimizde deniz seviyesinin Akdeniz’de 20-40 cm oranında artması bekleniyor. Bu durumdan Türkiye ve Cezayir gibi ülkeler ve deltaları en çok zararı görecek.
·         Ortalama 3.6oC’lik sıcaklık artışı Kuzey Akdeniz ve Akdeniz’in  dağlık alanlarındaki bitkilerin %50’sinin kaybına yol açacak. Bu durum özellikle İspanya ve Fransa’da bitki türlerinin %80 oranında kaybına yol açacaktır.

İKLİM DEĞİŞİLİĞİ AKDENİZİ CEHENNEME ÇEVİRECEK

         Dünya turizmi ve turizm gelirinin %30’unu oluşturan Akdeniz Havzası, dünyanın en tercih edilen tatil bölgelerinin başında geliyor. Küresel iklim değişikliği Akdeniz’i sıcak hava dalgası, kuraklık, orman yangınları, susuzluk ve tarımda verim düşmesi gibi sorunlarla karşı karşıya bırakacak.
Akdeniz’in güney kıyılarında, orman yangını tehlikesi yıl boyunca görülüyor. Bu tehlike neredeyse Akdeniz’in tamamı için geçerli ve orman yangınlarının görülebileceği gün sayısının sıcaklık artışı nedeniyle altı haftayı aşması bekleniyor. -ki zaten şuan bunu yaşamaktayız-
2oC’lik artış, Türkiye’yi, sıcak dalgalarının altı hafta daha uzun yaşanması şeklinde etkileyecek. Orman yangını tehlikesi ve kurak günlerin sayısı üç haftayı aşacak. Türkiye, tarım politikasını, sulama tekniklerini değiştirmezse, iklim değişikliğinin de etkisiyle susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
İklim Değişikliği Önlenebilir Mi ?
Karbondioksit emisyonları, yeryüzünün ısınmasında en önemli etken. Bir zamanlar küresel iklim değişikliğine kuşkuyla bakan bilim adamları bile, artık gezegenin ısısının sürekli arttığını, ısınmanın doğal süreçlerin ötesine geçtiğini ve bunun insan kaynaklı olduğunu inkar edemiyorlar. IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) ‘nin 2007 raporuna göre  küresel iklim değişikliğinin son 50 yılda %90 oranında insan eliyle yaratıldığını belirtti. Raporda, 2100’e kadar sıcaklığın 1,8 ile 4 derece artacağı ve okyanuslardaki su seviyesinin 18 il 59 cm yükseleceği kaydedildi.
Ayrıca Birleşmiş Milletler İklim Raporu’nda Türkiye’nin sera gazı emisyonu en hızlı artış gösteren ülke olduğu belirtildi.
Durum acil ! İklim değişikliğini önlemek için bir an önce hükümet, yerel yönetimler ve iş dünyası adımlar atmalı …
Küresel İklim değişikliğini bundan böyle yalnızca politik bir konu olarak göremeyiz; yaşam biçimlerimizi, davranışlarımızı sorgulamamız gereken çok önemli bir noktadayız. Bu yüzyılın en büyük tehdidi olan küresel iklim değişikliğinin etkileri her geçen gün daha da fazla yaşanırken, aynı miktarda ve aynı biçimde tüketmeyi sürdürecek miyiz? Küresel iklim değişikliği olgusu çok basit bir neden-sonuç ilişkisine dayanıyor. “NE KADAR ÇOK TÜKETİM, O KADAR SERA GAZI EMİSYONU VE O KADAR HIZLI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ.”

Özet: ”İhtiyacınızdan fazla bir şeyi istemek, arsızlık ve yüzsüzlükten başka bir şey değildir.”



Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,